onde zeytin agaclari arkasinda yar
sene 1946 mevsim sonbahar
onde zeytin agaclari dallari neyleyim
yar yoluna dokulmedik dilleri neyleyim
yar yar
seni kara sapli bicak gibi sineme sapladilar
degirmen misali doner basim
sevda degil bu bir hisim
gel gor beni darmadagin
tel tel cozulup kalmisim
yar yar
canimin cekirdeginde diken var
gozumun bebeginde sitem var..
dizelerinin sahibi yazar kisi..
bedri rahmi eyüboğlu
(1913-1975)
gorelede dogdu. guzel sanatlar akademisini bitirdi. iki yil da pariste
egitim gordu. yurda dondukten sonra, akademinin resim bolumune ogretim
uyesi olarak atandi. bu gorevi, olum tarihi olan 1975e kadar surdu.
siir kitaplari:
yaradana mektuplar (1944), karadut (1948), tuz (1952), ucu birden (1953),
dordu birden (1956), karadut 69 (1969), dol karabakir dol (1974), yasadim
(1977).
``...dizginlenemeyen bir cosku, bir yasama sevinci ve renkler. bir de
halk sanatinin masal, siir, deyis, resim vb. her turune karsi asiri bir
hayranlik. bu dort oge cevresinde kurulmus, ortalama siir okuyucusunu hemen
sariveren, uzun sure akildan cikmayan, her vesileyle animsanan bir siirdir
bir siirdir bedri rahminin siiri... ne var ki, onun siir cizgisi, icinde
yer aldigi orhan veli kusaginin oteki sairlerininkiyle benzememistir...
bicim sorunu uzerinde fazla durmadan, bulduguyla yetinerek yazmistir...
bugun yaradana mektuplari, karadutu, tuzu actigimizda bircok siirin
eskimis, okunmaz olmus oldugunu goruyoruz... ozensiz, calakalem yazilmis
olmalarindan.
(bkz: kara sevda)
(bkz: karadut)
(bkz: paramparca)
(bkz: sitem )
(bkz: turkuler dolusu)
gorelede dogdu. guzel sanatlar akademisini bitirdi. iki yil da pariste
egitim gordu. yurda dondukten sonra, akademinin resim bolumune ogretim
uyesi olarak atandi. bu gorevi, olum tarihi olan 1975e kadar surdu.
siir kitaplari:
yaradana mektuplar (1944), karadut (1948), tuz (1952), ucu birden (1953),
dordu birden (1956), karadut 69 (1969), dol karabakir dol (1974), yasadim
(1977).
``...dizginlenemeyen bir cosku, bir yasama sevinci ve renkler. bir de
halk sanatinin masal, siir, deyis, resim vb. her turune karsi asiri bir
hayranlik. bu dort oge cevresinde kurulmus, ortalama siir okuyucusunu hemen
sariveren, uzun sure akildan cikmayan, her vesileyle animsanan bir siirdir
bir siirdir bedri rahminin siiri... ne var ki, onun siir cizgisi, icinde
yer aldigi orhan veli kusaginin oteki sairlerininkiyle benzememistir...
bicim sorunu uzerinde fazla durmadan, bulduguyla yetinerek yazmistir...
bugun yaradana mektuplari, karadutu, tuzu actigimizda bircok siirin
eskimis, okunmaz olmus oldugunu goruyoruz... ozensiz, calakalem yazilmis
olmalarindan.
(bkz: kara sevda)
(bkz: karadut)
(bkz: paramparca)
(bkz: sitem )
(bkz: turkuler dolusu)
(bkz: bahar ve biz)
(bkz: bre)
1911de trabzon görelede doğdu. 21 eylül 1975 pazar günü istanbul’da yaşamını yitirdi. türkiyenin en usta ressamlarından. trabzon lisesi’ni bitirdi. lise yıllarında öğretmeni zeki kocameminin ilgisiyle resme yöneldi. istanbul güzel sanatlar akademisi resim bölümü’ne girdi. nazmi ziya güran ve ibrahim çallıdan ders aldı. 1931’de diplomasını almadan okulu bırakıp fransa’ya gitti. djon ve lyonda özel atölyelerde çalıştı. ardından parise geçti. 1933’te ingiltere’ye gitti, aynı yıl yurda döndü. 1934te yaptığı 30 resimle yurtiçi ve dışında sergilere katıldı. 1936’da güzel sanatlar akademisi’nden diplomasını birincilikle aldı. aynı yıl akademinin resim bölümünde leopold levynin asistanı oldu. ses dergisinde sanat ve estetik konusunda düzenli yazılar yazdı. şiire lise yıllarında başladı. ilk şiirleri 1932den sonra varlık, yeditepe, ses, insan gibi dergilerde yayınlandı. ilk şiir kitabı "yaradana mektuplar" 1941de basıldı. şiirlerinde de resimlerinde olduğu gibi halk edebiyatının zengin motiflerinden esinlendi, yararlandı. yalın bir dille, içten lirik şiirler yazdı.
eserleri
şiir:
karadut 1948
tuz 1952
üçü birden 1953
dördü birden 1956
karadut 69 (1969)
dol karabakır dol (bütün şiirleri 1974)
gezi:
canım anadolu (1953)
tezek (1975)
delifişek (1975)
monografi:
nazmi ziya (1937)
deneme:
yaşadım (1977 ölümünden sonra)
resme başlarken (1977 ölümünden sonra)
http://www.edebiyatturk.net/
eserleri
şiir:
karadut 1948
tuz 1952
üçü birden 1953
dördü birden 1956
karadut 69 (1969)
dol karabakır dol (bütün şiirleri 1974)
gezi:
canım anadolu (1953)
tezek (1975)
delifişek (1975)
monografi:
nazmi ziya (1937)
deneme:
yaşadım (1977 ölümünden sonra)
resme başlarken (1977 ölümünden sonra)
http://www.edebiyatturk.net/
sabahattin eyuboglunun kardeşidir.
(bkz: en az uc dil bileceksin)
(bkz: yemin)
bedri rahmi eyüboğlu
1913-1975
limewire basic indir
bedri rahmi eyüboğlu, 1913 doğumlu, çağdaş türk resim sanatı’nın öncülerinden, ressam, şair, yazar.
1913’de , görele, giresun’da dünyaya gelen eyüboğlu, ailesinin beş çocuğundan ikincisiydi. trabzon lisesinde okurken, 1927de, bu okula resim öğretmeni olarak atanan, zeki kocameminin öğrencisi olan eyüboğlu, kocamemi’nin derslerinin etkisi ve okul müdürünün cesaretlendirmesiyle, 1929da, istanbul güzel sanatlar akademisine (mimar sinan üniversitesi) girdi.
akademi’de, nazmi ziya ve ibrahim çallı gibi ünlü ressamların öğrencisi olan eyüboğlu, 1930da eğitimini bitirmeden, ağabeyi, sabahattin eyüboğlunun yanına, parise gitti. andré lhoteun yanında çeşitli resimler yapan eyübüoğlu, akademideki ilk yıllarından sonra, temel bilgilerini, lhoteun akademisinde edinmesine karşın, onun kübist ve konstrüktif yaklaşımını benimsemeyerek, dufy ve matissei kendine daha yakın buldu. 16 nisan 1936 tarihinde, paris’de tanıştığı, rumen asıllı eşi, eren eyüboğlu ile evlendi.
ilk kişisel sergisini 1934de, bükreşte açan ve aynı yıl katıldığı, akademinin diploma yarışmasında üçüncü olan eyüboğlu, bu derece ile mezun olmak istemediği için, diploma yarışmasına yeniden hazırlanmaya başladı. bu süre zarfında, çerkeş demiryolu yapımında çevirmenlik yapıyor, tekel genel müdürlüğünde çalışıyordu.
1936da, hamam adlı kompozisyonuyla, diploma projesinde istediği başarıyı elde ederek birinci oldu. aynı yıl, moskovada düzenlenen, çağdaş türk sanatı sergisine katılan eyüboğlu, takip eden sene, cemal tollu’yla beraber, akademinin resim bölümü şefi léopold lévynin asistanı oldu.
eyüboğlu, chpnin kültür programı çerçevesinde resim yapmak için, 1938de edirneye, 1941de de, çoruma gitti. bu dönem boyunca, resimlerine, köy manzaraları, köy kahveleri, faytonlu yollar, gibi anadolu motifleri hakim olmuştur. bu yılların ardından eyüboğlu, halk sanatını sağlam bir kaynak olarak görmeye başladı. minyatürlerden de esinlenen eyüboğlu, anadolu kilimlerinin geometrik, soyut biçimlerini, çini, cicim, heybe, yazma ve çorapların bezeme düzenini ve renk uyumlarını kaynak olarak kullanarak, motifin ağırlık kazandığı, süslemeci bir tutumla resimler yaptı. sadece motifleri resme uygulamakla yetinmeyen eyüboğlu, renk ve malzeme araştırmalarına da girdi.
1940lardan sonra duvar resimlerine yöneldi. ilk duvar resmini 1943te istanbul kanatlarımın altındada, ortaköydeki, lido yüzme havuzu için yapan eyüboğlu, 1947de, asmalımescit, istanbulda, atölye ve galerisini açtı.
1950de, ankarada, eyüboğlu’nun o zamana kadar yaptığı işlerini kapsayan bir sergi düzenlendi. o sene, ikinci kez parise giden ve insan müzesinde (musée de ihomme) ilkel kavimlerin sanatını inceleyen eyüboğlu’nun, bu gezisi sırasında edindiği fikirler, stilini tamamen etkiledi ve yönlendirdi. aynı sene mozaik çalışmalarına başlayan bedri rahmi’nin, 272 m²lik mozaik panosu, 1958de, uluslararası brüksel sergisi’nde, serginin büyük ödülü olan altın madalyayı kazandı. 1959’da, paristeki nato yapısı için, şimdi brükselde bulunan, 50 m²lik bir mozaik pano daha hazırlayan eyüboğlu, 1960 ve 1961de iki kez, birçok geziye katılıp, konferanslarda bulunduğu ve resim çalışmaları yaptığı, abdye gitti.
1969da, sao paulo bienalinde onur madalyası kazanan bedri rahmi, ayrıca, 1940ta devlet resim ve heykel sergisinde resim dalında üçüncülük, 1943te dördüncüsü düzenlenen aynı sergide, ikincilik ve 1972de de, 33. sergide birincilik ödülünü aldı.
ölümünden sonra, 1976da, ankarada, "yaşayan bedri rahmi" adıyla bir sergisi düzenlenen eyüboğlu, aynı yıl, istanbulda da, devlet güzel sanatlar akademisinde adına düzenlenen bir sergiyle anıldı.
1984te, istanbulda, "bedri rahmi - her dönemden" adlı bir toplu sergi açıldı.
sanat hayatı boyunca, çeşitli teknikleri deneyerek, gravür, mozaik, heykel ve seramik alanlarında birçok esere imzasını atan eyüboğlu, yazmacılığa da yöneldi, kumaş üstüne baskılar yaptı.
1927de başladığı resim öğretmenliğini ölümüne değin sürdüren eyüboğlu, akademideki atölyesinde birçok öğrenci yetiştirerek, çağdaş türk resminin gelişimine katkıda bulundu.
1928de, daha lise öğrencisiyken yazmaya başladığı şiirlerine, 1933ten sonra yeditepe, ses, güney, insan, inkılapçı gençlik ve varlık dergilerinde yer verildi.
1941den başlayarak çeşitli şiir kitapları basılan eyüboğlu’nun, masal, şiir, deyiş gibi türlere karşı duyduğu ilgi, şiirlerine de yansıdı. eyüboğlu, akıcı bir uslupla kaleme aldığı, gezi ve deneme yazılarında ise, sürekli gündeminde olan halk kültürü, halk sanatı konularına bakışını sergiledi.
halk dilinden ve şiirinden aldığı öğeleri, kendine özgü bir biçimde harmanlayarak, halk diline yaklaşma çabasını sonuna dek götüren eyüboğlu’nun, şiirleri, bu nitelikleriyle, resimleriyle büyük bir benzerlik gösterir.
bedri rahmi eyüboğlu, 21 eylül 1975de, vefat etti.
1913-1975
limewire basic indir
bedri rahmi eyüboğlu, 1913 doğumlu, çağdaş türk resim sanatı’nın öncülerinden, ressam, şair, yazar.
1913’de , görele, giresun’da dünyaya gelen eyüboğlu, ailesinin beş çocuğundan ikincisiydi. trabzon lisesinde okurken, 1927de, bu okula resim öğretmeni olarak atanan, zeki kocameminin öğrencisi olan eyüboğlu, kocamemi’nin derslerinin etkisi ve okul müdürünün cesaretlendirmesiyle, 1929da, istanbul güzel sanatlar akademisine (mimar sinan üniversitesi) girdi.
akademi’de, nazmi ziya ve ibrahim çallı gibi ünlü ressamların öğrencisi olan eyüboğlu, 1930da eğitimini bitirmeden, ağabeyi, sabahattin eyüboğlunun yanına, parise gitti. andré lhoteun yanında çeşitli resimler yapan eyübüoğlu, akademideki ilk yıllarından sonra, temel bilgilerini, lhoteun akademisinde edinmesine karşın, onun kübist ve konstrüktif yaklaşımını benimsemeyerek, dufy ve matissei kendine daha yakın buldu. 16 nisan 1936 tarihinde, paris’de tanıştığı, rumen asıllı eşi, eren eyüboğlu ile evlendi.
ilk kişisel sergisini 1934de, bükreşte açan ve aynı yıl katıldığı, akademinin diploma yarışmasında üçüncü olan eyüboğlu, bu derece ile mezun olmak istemediği için, diploma yarışmasına yeniden hazırlanmaya başladı. bu süre zarfında, çerkeş demiryolu yapımında çevirmenlik yapıyor, tekel genel müdürlüğünde çalışıyordu.
1936da, hamam adlı kompozisyonuyla, diploma projesinde istediği başarıyı elde ederek birinci oldu. aynı yıl, moskovada düzenlenen, çağdaş türk sanatı sergisine katılan eyüboğlu, takip eden sene, cemal tollu’yla beraber, akademinin resim bölümü şefi léopold lévynin asistanı oldu.
eyüboğlu, chpnin kültür programı çerçevesinde resim yapmak için, 1938de edirneye, 1941de de, çoruma gitti. bu dönem boyunca, resimlerine, köy manzaraları, köy kahveleri, faytonlu yollar, gibi anadolu motifleri hakim olmuştur. bu yılların ardından eyüboğlu, halk sanatını sağlam bir kaynak olarak görmeye başladı. minyatürlerden de esinlenen eyüboğlu, anadolu kilimlerinin geometrik, soyut biçimlerini, çini, cicim, heybe, yazma ve çorapların bezeme düzenini ve renk uyumlarını kaynak olarak kullanarak, motifin ağırlık kazandığı, süslemeci bir tutumla resimler yaptı. sadece motifleri resme uygulamakla yetinmeyen eyüboğlu, renk ve malzeme araştırmalarına da girdi.
1940lardan sonra duvar resimlerine yöneldi. ilk duvar resmini 1943te istanbul kanatlarımın altındada, ortaköydeki, lido yüzme havuzu için yapan eyüboğlu, 1947de, asmalımescit, istanbulda, atölye ve galerisini açtı.
1950de, ankarada, eyüboğlu’nun o zamana kadar yaptığı işlerini kapsayan bir sergi düzenlendi. o sene, ikinci kez parise giden ve insan müzesinde (musée de ihomme) ilkel kavimlerin sanatını inceleyen eyüboğlu’nun, bu gezisi sırasında edindiği fikirler, stilini tamamen etkiledi ve yönlendirdi. aynı sene mozaik çalışmalarına başlayan bedri rahmi’nin, 272 m²lik mozaik panosu, 1958de, uluslararası brüksel sergisi’nde, serginin büyük ödülü olan altın madalyayı kazandı. 1959’da, paristeki nato yapısı için, şimdi brükselde bulunan, 50 m²lik bir mozaik pano daha hazırlayan eyüboğlu, 1960 ve 1961de iki kez, birçok geziye katılıp, konferanslarda bulunduğu ve resim çalışmaları yaptığı, abdye gitti.
1969da, sao paulo bienalinde onur madalyası kazanan bedri rahmi, ayrıca, 1940ta devlet resim ve heykel sergisinde resim dalında üçüncülük, 1943te dördüncüsü düzenlenen aynı sergide, ikincilik ve 1972de de, 33. sergide birincilik ödülünü aldı.
ölümünden sonra, 1976da, ankarada, "yaşayan bedri rahmi" adıyla bir sergisi düzenlenen eyüboğlu, aynı yıl, istanbulda da, devlet güzel sanatlar akademisinde adına düzenlenen bir sergiyle anıldı.
1984te, istanbulda, "bedri rahmi - her dönemden" adlı bir toplu sergi açıldı.
sanat hayatı boyunca, çeşitli teknikleri deneyerek, gravür, mozaik, heykel ve seramik alanlarında birçok esere imzasını atan eyüboğlu, yazmacılığa da yöneldi, kumaş üstüne baskılar yaptı.
1927de başladığı resim öğretmenliğini ölümüne değin sürdüren eyüboğlu, akademideki atölyesinde birçok öğrenci yetiştirerek, çağdaş türk resminin gelişimine katkıda bulundu.
1928de, daha lise öğrencisiyken yazmaya başladığı şiirlerine, 1933ten sonra yeditepe, ses, güney, insan, inkılapçı gençlik ve varlık dergilerinde yer verildi.
1941den başlayarak çeşitli şiir kitapları basılan eyüboğlu’nun, masal, şiir, deyiş gibi türlere karşı duyduğu ilgi, şiirlerine de yansıdı. eyüboğlu, akıcı bir uslupla kaleme aldığı, gezi ve deneme yazılarında ise, sürekli gündeminde olan halk kültürü, halk sanatı konularına bakışını sergiledi.
halk dilinden ve şiirinden aldığı öğeleri, kendine özgü bir biçimde harmanlayarak, halk diline yaklaşma çabasını sonuna dek götüren eyüboğlu’nun, şiirleri, bu nitelikleriyle, resimleriyle büyük bir benzerlik gösterir.
bedri rahmi eyüboğlu, 21 eylül 1975de, vefat etti.
kendisi ile alakalı bir sergi caddebostan kültür merkezinde gezilebilir. kendisinin kişisel eşyaları, tabloları ve yazmaları ilgi çekici unsurlardır.
karınca kaderince,bu can meşrebince yaşanmalıdır diyen şair.
"yalnızlığın kadarsın
yalnızlığın mis kokmalı
yalnızlık dediğin büyük bir zindan
dünyanın en kalabalık zindanı
dinden imandan cıkarır
ama öyle bir adam eder ki insanı.."
yalnızlığın mis kokmalı
yalnızlık dediğin büyük bir zindan
dünyanın en kalabalık zindanı
dinden imandan cıkarır
ama öyle bir adam eder ki insanı.."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?