ayrılık vakti

necip fazil kisakurek siiri

aksami getiren sesleri dinle
dinle de gonlumu aliver gitsin
saclarimdan tutup kor gozlerinle
yasli gozlerime daliver gitsin

gunesle koye in, beni birak da
kucule, kucule kaybol irakta
su yolu donerken arkana bak da
kosede bir lahza kaliver gitsin

umidim yillarin seline dustu
sacinin en titrek teline dustu
kuru yaprak gibi eline dustu
istersen ruzgara saliver gitsin

nurettin rencber’in super yorumu.i$te sozleri.

vakti geldi
ayrılığın ne yapsak boş
kurtulamaz bir sevda bu amansız rüzgarla
yüreğimde saklı kalan anılarla gidiyorum bu şehirden
sevgilim hoşçakal

gözlerindeki yaşı sil canım
beni burda bırak git
gereksiz artık
anlamı yok sözlerin
bu aşk gömülmeli

anla beni
geçmişteki günlerimiz birer birer hayal oldu
birer birer yalan

yüreğimde saklı kalan anılarla gidiyorum bu şehirden
sevgilim hoşçakal

bir de ayrılık saati var tabii. cengiz kurtoğlu ve bülent ersoy’un söylediği bir şarkı. o halde buyrun:

(bkz: ayrılık saati)

son zamanlarda eline mikrofonu alan herkesin yorumlaya calıştığı bir sarkidır bu.ilk olarak nurettin rencber seslendirmiş ,daha sonra basta murat kekilli olmak üzere bircok sanatcı kendince yorumladığını sanmıştır.oysa öyle midir;nurettin rencber’in o buğulu sesinden dinlemek vardır bi de bu sarkıyı.dokunduğu her bir notaya adeta su verir gibi,hissederek,duyarak.yasayarak söyler,benzersizdir.

insanin, cikilamayan yolculuklara mi, aynı sehirde ayri dusulen sevdicege mi yanacagini bilemeden salya sumuk oldugu bir sarkidir.