m.s 4. yuzyilda roma imparatoru tarafindan yaptirilmis ve gunumuzde hala ,cesitli badereler atlatmasina ragmen ayakta kalmayi basarabilmis bir saheser,bir tarih ustu eser.(cami gorunumlu kilise).ayasofya fatihin istanbulu fetmesinden sonra camiye cevrilmis,1936 yilinda ise ataturk tarafindan muzeye donusturulmustur.gitmeyenlerin gidip ve gormesi onemle (kendi cikarlari icin...)rica olunr.aksi taktirde istanbulun bu saheserini 20 yil sonra "cok fazla ilgi gosterildiginden "goremeyebilirsiniz. not:giris t.c vatandaslarina 3.000.000tl,yabancilara ise 15.000.000tl olarak ucretlendirilmistir.
ayasofya
fatih sultan mehmet tarafindan "her kim burada namaz kilinmasini engellerse, allahin gazabi uzerinde olsun" dedigi, bu nedenle bedrettin dalanin sonu merak edilen mekan.
dunyanin sekizinci harikasi icin aday gosterilen,bizans doneminde kilise olan daha sonra istanbulun osmanlilarin eline gecmesiyle cami olarak kullanilmis istanbulda bulunan tarihi mekan.
ignadas yapmistir.
hem cami,hem kilse,hem muze 3u bir yerde yani
kubbe capi olcusu ile zamaninin saheseri.
ayasofya nin bulundugu alanda, ilk kilise 12 mayis 360 yilinda yapilmisti. o zamanki bizans in en büyük mabedi olan bu yapi 44 yil sonra bir yangimla harap oldu. 415 yilinda onun yerine yapilan yeni kilise de 532 yilinda baska bir yanginla yok oldu.
iste bu ikinci yangindan sonra imparator justinianus, hazreti adem den bu yana görülmemis ihtisamda, yanginlara, depremlere karsi koyabilecek, gelecek çaglara ulasabilecek saglamlikta bir eser yaptirmaya karar verdi.
justinianus bu büyük yapinin insaasina aydinli antonius ile miletli isodoros adli mimarlari memur etti. mimarlar hemen ise koyuldular. önce kilisenin yapilacagi alan iyice açildi. bu maksatla orada bulunan saraylar, evler yikildi. sonra, imparatorlugun, harabe halinde bulunan eski mebedlerin, evlerin en güzel malzemeleri toplatilarak istanbul a getirildi. mesela sekiz sütun efesteki diana mebedinden alindi. ayni sütunlar daha önce efes e heliopolisteki günes mebedinden getirilmisti. atina, roma, delf ve öteki mebedlerden de bazi sütunlar toplandi. böylece, herbiri ayri bir mebede yücelik kazandirmis olan mermer sütunlar, simdi bir araya gelecek, en büyük mebedde bulusarak gelecek çaglara ulasacaklardi. ayrica dünyayin en meshur mermer ocaklari de ayasofya için çalistirilyordu. prokonez beyaz mermerlerini, egriboz adasi açik yesil mermerlerini, kariadaki ocak beyaz-kirmizi mermerlerini, misir meshur porfirlerini, teselya ve lakonya eski yesil mermerlerini, siga damarli pembe taslarini istanbula yolladi.
iste bu ikinci yangindan sonra imparator justinianus, hazreti adem den bu yana görülmemis ihtisamda, yanginlara, depremlere karsi koyabilecek, gelecek çaglara ulasabilecek saglamlikta bir eser yaptirmaya karar verdi.
justinianus bu büyük yapinin insaasina aydinli antonius ile miletli isodoros adli mimarlari memur etti. mimarlar hemen ise koyuldular. önce kilisenin yapilacagi alan iyice açildi. bu maksatla orada bulunan saraylar, evler yikildi. sonra, imparatorlugun, harabe halinde bulunan eski mebedlerin, evlerin en güzel malzemeleri toplatilarak istanbul a getirildi. mesela sekiz sütun efesteki diana mebedinden alindi. ayni sütunlar daha önce efes e heliopolisteki günes mebedinden getirilmisti. atina, roma, delf ve öteki mebedlerden de bazi sütunlar toplandi. böylece, herbiri ayri bir mebede yücelik kazandirmis olan mermer sütunlar, simdi bir araya gelecek, en büyük mebedde bulusarak gelecek çaglara ulasacaklardi. ayrica dünyayin en meshur mermer ocaklari de ayasofya için çalistirilyordu. prokonez beyaz mermerlerini, egriboz adasi açik yesil mermerlerini, kariadaki ocak beyaz-kirmizi mermerlerini, misir meshur porfirlerini, teselya ve lakonya eski yesil mermerlerini, siga damarli pembe taslarini istanbula yolladi.
yasofyanin bina olarak kapladigi alan 77 metre uzunlukta ve 71ç70 metre genislikte bir yerdir. bu alanda yükselen binanin çik genis bir avlusu vardi. avlunun etrafinda revaklar, ortasinda ise auyu aslan agzindan akan bir çesme bulunuyordu. mabede 9 büyük kapidan giriliyordu.
ayasofyanin kubbesi 33 metre çapinda ve 55.60 m. yüksekligindedir. kubbenin kendi yüksekligi 81 metreyi bulur. kubbe. çok hafif tuglalardan, birbirine takip eden tabaklarla meydana getirilmistir. kubbe kasnagi 40 pencerelidir. bunlardan dördü kapali durur. yapiyi 107 sütun ayakta tutar. bunlarin 40 tanesi alt. 67si de üst kisimdadir. bina zemeninin altina genis sarniçlar yapilmis, bunlarin içine büyük fil ayaklari dikilmistir. böylece yapiya, seglemlere karsi esneklik ve dayanliklilik verilmistir. buna ragmenayasofya bizans devrinde birkaç defa depremden hasar gördü ve tamir edildi.
ayasofyanin kubbesi 33 metre çapinda ve 55.60 m. yüksekligindedir. kubbenin kendi yüksekligi 81 metreyi bulur. kubbe. çok hafif tuglalardan, birbirine takip eden tabaklarla meydana getirilmistir. kubbe kasnagi 40 pencerelidir. bunlardan dördü kapali durur. yapiyi 107 sütun ayakta tutar. bunlarin 40 tanesi alt. 67si de üst kisimdadir. bina zemeninin altina genis sarniçlar yapilmis, bunlarin içine büyük fil ayaklari dikilmistir. böylece yapiya, seglemlere karsi esneklik ve dayanliklilik verilmistir. buna ragmenayasofya bizans devrinde birkaç defa depremden hasar gördü ve tamir edildi.
selimiye camiinin kubbesinin bu kadar büyük olmasının tek sebebi.bir nevi yarış da diyebiiriz.
aynı isimde bir müzede trabzonda bulunmaktadır.
1 şubat 1935te müze olmuştur.
günümüz camilerinin mimarisine ilham kaynağı olan yapıdır. ayasofyayı gördükten sonra doğuda ve osmanlıda kubbeli yapılar yapılmaya başlanmıştır.
şu anki yerinde bulunan yapı esasında üçüncü kilisedir; bu nedenle üçüncü ayasofya olarak da isimlendirilir. kendisinden önceki ilk iki kilise bir takım isyanların neticesinde yıkılmış, yerine de bugünkü ayasofya inşa edilmiştir. ayrıca, ilk olarak, 532 yılında, bizans imparatoru justinyen tarafından yaptırılmıştır.
(bkz: judasofya)
kelime anlamı hikmetli yer demektir.
hagia sophia olarak da bilinir.
kubbesindeki herşeyi gören pontakrator isa mozağiyi sultan ahmet tarafından söktürülmüş yerine kuran’ı kerim’den ayet yazdırmıştır.
sökülen herşeyi gören pontakrator isa mozağinin aynısını kiliseden camiye çevirilen şu an müze olarak kullanılan kariye camiinin kubbesinde görmek mümkündür.
sökülen herşeyi gören pontakrator isa mozağinin aynısını kiliseden camiye çevirilen şu an müze olarak kullanılan kariye camiinin kubbesinde görmek mümkündür.
müze içerisindeki ışıklandırma avizelerinin kubbeye montelenmesi kubbenin taşıyabilirlik hassasiyetine zarar vermektedir. ayrıca bu konuda gerekli olan hassasiyete dikkat edilmediğine inanmaktayım.
ya daha önceki entrylerde dendiği gibi bu yapı kendisinden sonra inşa edilen camilere ilham verdi ya da tevafuk eseri camiye fazlaca benziyor. mimarisini dahi bir kenara bırakırsak, pek çok kilisede ve kiliseden camiye çevrilen pek çok mabette teneffüs ettiğimiz o ağır hava olmayıp, daha islami ve iç açıcı bir havaya sahiptir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?