ilk bilgisayarım 1991 senesinde babamla birlikte kadıköyden almıştık, kaset ve klavye yapışıktı, komple siyah klavye ve monitöre sahipti, monitör yeşil beyaz renklerde görüntü sunuyordu, ama hala o bilgisayarın verdiği hazzı hiçbir şeyde bulamam.
amstrad cpc 464
süt içen bisikletçilerin bulunduğu garip bir oyuna sahip alet. ayrıca bu makineye sahip herkes en azından bir kez olsun kod yazmaya kasmıştır.
antikadır,yeşil bir ekranı vardır, saçma sapan şeyler yapıp eğlenebilirsiniz bilgisayarda, lost taki numaraları girdikleri bilgisayara benzer, hatta elinizde hala mevcutsa lostçuluk oynayabilirsiniz, zaman geçmiş olsa da hala oyunları oynanabilen bi makinedir. lise sonda arkadaşlarla amstrad partisi yapardık herkes bizim evde toplanır, bilgisayar annemin dağınıklık olmasın diye bi çarşafa sarıp içine tıktığı dolaptan çıkartılır, salonun ortasındaki sehpanın üzerine kurulur, oyun seçilir, kaset saymaya devam edilirken muhabbet yapılır, sonra oyuna başlanır, onun için kavgalar edilirdi... bu sırada yeni alınmış windows 98 bilgisayarınız da içerde ağlardı. ne nba 98 ne ceasar hiç bi şey onu tahtından indiremezdi... yıllar sonra eve gelip amstradımı bulamadığımda çok üzülmüştüm, annem dayanamayıp eskiciye vermiş, oysa benim hayallerim vardı kendi evime onu kuracaktım, hep baş köşede duracaktı...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?