alice harikalar diyarında

le petit prince
her şey elindeki saate bakıp hızlı hızlı yürüyen tuhaf giyimli bir tavşanla başladı. tavşanın peşine takılan alice, bir anda kendini fizik kurallarının çok da geçerli olmadığı garip bir dünyada buldu. yediği ya da içtiği her şey kızcağızı ya küçücük yapıyor ya da dev gibi büyütüyordu. kendi gözyaşlarından oluşan kocaman bir denizde boğulmaktan güç bela kurtulup, komik bir çay partisine katılan alice’i daha bir sürü acayip macera bekliyordu.

yaklaşık 140 yıl önce, aslında bir matematikçi olan lewis carroll, bir dostunun alice adındaki kızını oyalamak amacıyla anlattığı öyküleri bir kitapta toplamayı düşündü ve ortaya dünya tarihinin en ilginç çocuk romanı çıktı.

tokalon
lewis carroll’ un neredeyde bütün uyuşturucu maddelerini alt metin olarak sunduğu, ortaya çok iyi birşeyler çıkardığı güzel masal.
imphotep
türkiye’de yaşasa anında "sabah sabah ali’ce" diye bir sabah programını yapıştırırdı.orda da en az wonderland’deki kadar enteresan tipler bulunurdu zaten.
akilluslu
sevgili alice;
yazarının sapık fantezilerinin bir sonucu olarak doğduğunu öğrendiğimden beri,
sana hiç bir şey demiyorum, yeterince acı çekmişsin.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol