buyuk kiz kardes.
abla
insanin hayati boyunca zor zamanlarda omzuna yaslanip aglayabileceginden emin oldugu,guvendigi ve sirf bu sebeplerden dolayi anne ve babasina tesekkur etmeyi bir borc bilmemizi saglayan kendimizden yasca buyuk kiz kardes.
bende bulunmayan varlik.
varligi bir sanstir.caba harcamadan dogustan gelen bir dosttur.sacbasa da girilse kucukken,kiskanilsa anne baba paylasimi zor olsa da cogu zaman onlarla arni da yapar.en büyük avantajy da küçülenlerini giymektir.bende 2 adet olan varlik.
30 yasinin ustundeyseniz ve sali pazarinda elinize torbalarla yuruyorsaniz bi milyon kere duymanizin muhtemel oldugu hitap sekli.
ben, evet otuz yasin uzerinde bir kisiyim, pazarda da yurumuyorum.
bilgisi olan bilgiclerle, birseyler paylasmaya calisarak, varoldugum bir ortamdayim.
peki bu durumda; bu ortamda, "abla" hitabedisini hakediyor muyum?
nickimizden dolayi, cagrisim yaptigi icin ve bunun cagristirdigi manalardan dolayi "ana" sozcuguyle veya "anne" sozcuguyle yapilan butun seslenislere yuregimin kapilari sonuna kadar aciktir. bunu kullanabilir bilgic arkadaslar ve ben bununla gurur duyarim.
lakin ben sadece iki kizkardesimin ablasiyim ve bu lakabi baskalarina kullandirtmak istemiyorum.
simdi bu satirlari herkesin huzurunda yazmamin tek nedeni "hitabedislerin" hayatimizda ne kadar onemli yeri olduguna dikkat cekmek icindir. yoksa ben ilgili kisinin hesabina gereken uyariyi baska bir kanaldan zaten yapmisimdir.
demem odur ki; soyleyecegimiz sey ne kadar degerli veya degersiz, veya herhangi baska bir hede olabilir. burada konuya giris yaparken hitabiyet sekli cok onemlidir karsinizdaki insan sizi, bunun cagrisimi altinda dinleyecektir ya da dinlemeyecektir. sonuc tamamen baslangictaki hitabiyete baglidir...
bu konuda basimdan gecen bir ornegi verip bu konuyu baglamak istiyorum.
vakti zamaninda esimle birlikte, istanbulda salas fakat halk arasinda, bilmem nesi meshur, yerlerden birine gitmistik.
masamiza siparis almaya gelen garson once esime
-beyefendi diye lafa baslayarak, siparisini sormus. ardindan sira bana gelince yine esime bakarak;
-abla ne yer(!) seklinde bir sual etmisti...normalde kisinin cahilligine ve kabaligina yormak gereken bir hidabedisti...
esim de sinirlenmis, fakat yine de kendine hakim olmaya calisarak;
-hanimefendi konusabiliyor, ona sorabilirsiniz demisti...
bunun uzerine direk olarak bana sormamakta direnen garsonla tartismamiz, karakolda bitmisti...
iste oyle... anin etkisiyle, bu ani canlandi gozumde, hitabedislerin onemi kavranmalidir, ve ulke gelecegini omuzlarinda tasimaya calisan bireyler, bu basit hedeyi artik iyice ogrenmeli, hosgoru sinirlari zorlanmamalidir, diyorum ben...
bilgisi olan bilgiclerle, birseyler paylasmaya calisarak, varoldugum bir ortamdayim.
peki bu durumda; bu ortamda, "abla" hitabedisini hakediyor muyum?
nickimizden dolayi, cagrisim yaptigi icin ve bunun cagristirdigi manalardan dolayi "ana" sozcuguyle veya "anne" sozcuguyle yapilan butun seslenislere yuregimin kapilari sonuna kadar aciktir. bunu kullanabilir bilgic arkadaslar ve ben bununla gurur duyarim.
lakin ben sadece iki kizkardesimin ablasiyim ve bu lakabi baskalarina kullandirtmak istemiyorum.
simdi bu satirlari herkesin huzurunda yazmamin tek nedeni "hitabedislerin" hayatimizda ne kadar onemli yeri olduguna dikkat cekmek icindir. yoksa ben ilgili kisinin hesabina gereken uyariyi baska bir kanaldan zaten yapmisimdir.
demem odur ki; soyleyecegimiz sey ne kadar degerli veya degersiz, veya herhangi baska bir hede olabilir. burada konuya giris yaparken hitabiyet sekli cok onemlidir karsinizdaki insan sizi, bunun cagrisimi altinda dinleyecektir ya da dinlemeyecektir. sonuc tamamen baslangictaki hitabiyete baglidir...
bu konuda basimdan gecen bir ornegi verip bu konuyu baglamak istiyorum.
vakti zamaninda esimle birlikte, istanbulda salas fakat halk arasinda, bilmem nesi meshur, yerlerden birine gitmistik.
masamiza siparis almaya gelen garson once esime
-beyefendi diye lafa baslayarak, siparisini sormus. ardindan sira bana gelince yine esime bakarak;
-abla ne yer(!) seklinde bir sual etmisti...normalde kisinin cahilligine ve kabaligina yormak gereken bir hidabedisti...
esim de sinirlenmis, fakat yine de kendine hakim olmaya calisarak;
-hanimefendi konusabiliyor, ona sorabilirsiniz demisti...
bunun uzerine direk olarak bana sormamakta direnen garsonla tartismamiz, karakolda bitmisti...
iste oyle... anin etkisiyle, bu ani canlandi gozumde, hitabedislerin onemi kavranmalidir, ve ulke gelecegini omuzlarinda tasimaya calisan bireyler, bu basit hedeyi artik iyice ogrenmeli, hosgoru sinirlari zorlanmamalidir, diyorum ben...
üç yaşımda sahip oldugum nitelik, unvan. daha o yaşta insanın omzuna sorumlukları yükler. kardeşine iyi örnek olmalı, okulda onu koruyup kollamalı, derslerine yardım etmeli, ebeveynle kardeş arasındaki ilişkiyi düzeltmeli, zevk alınan şeyleri onunla paylaşmalıdir abla. anneyle babanın tüm yöntemleri üstünde denedigi kişi olup, onlara ebeveynligi ögreterek kardeşin daha rahat bir çocukluk, ergenlik geçirmesini saglamak da ablanın görevidir. ayrıca abla anne yarısıdır, anneye bir şey olsa evi çekip çevirecek kişidir. herşeye ragmen güzel bir histir abla olmak.
"abla olmak" bir veya birden fazla kisilerin ablasi olmak demektir, ailede...
doganin icinde, kendiliginden olusmus ama doga ustu yetenekler isteyen kutsal bir olaydir, gercekten de...
sahsimda tasidigi anlamlar ise soyledir;
abla; kendisi de cocuk oldugu halde cocuk parkinda kendi oyununu ozgurce oynayamayan, gozu hep kardesinde olmasi gerekendir.
abla; diger kardeslerin hic, oyle bir zoru olmazken, oyuncagini, yiyecegini, sekerini, cikletini onlarla paylasmak zorunda olandir.
abla: on tekerlek misali, arkadan gelecekler icin duzgun yollar acmakla sereflendirilen kisidir.
abla: kendi asklarini, kendinde saklamak durumunda olan ama kardeslerinin asklarina, hayal kirikliklarina, husranlarina ablalik etmekle kendini yukumlendirilmis sahsiyettir.
abla: ailesinin, "biz onlarin ailesini tanimiyoruz" seklindeki sacma gerekcesiyle(!) arkadaslarinin evine bile gondermedigi, ama kendi makus kaderini onlar yasamasin diye, gogsunu siper edendir.
abla: bazen, kardesinin bosanma mahkemesinde, hic istemedigi halde seklindeki dayatmasiyla ici kan aglayarak sahitlik edendir.
abla: bazen, karni burnunda oldugu halde uzerine buyuk risk alarak, kardeslerinin sen de aramizda ol talebini kiramayarak, cinarcika onlarla gezmeye giden, donus vapurunda da dogum sancilarina yakalanip, az daha bebegini vapurda doguracak olandir.
abla: bazen, kardeslerinin kendisini arayip aramamasini hic dert etmeyen, aradiklarinda cok mutlu olan aramadiklarinda onlara sitem etmeyen, onlardan hergun haber almak icin maasinin neredeyse yarisini telefon faturalarina yatirandir.
abla: bazen, ailesinin hala daha - su kardesinle konus sonra bizi ara durumunu bize anlat! dedigi insandir.
bu satirlarin yazari, kendi ablaligini anlatmistir, bu basligin altinda...dusunmustur bunlari okuyanlar da bir seyler bulabilir kendi ablaliklarinda...
evet zordur abla olmak, ama tanrinin bir lutfudur gurur verir kisiye, sadece abla olanlarin daha derin anlayabilecekleri gibi...
doganin icinde, kendiliginden olusmus ama doga ustu yetenekler isteyen kutsal bir olaydir, gercekten de...
sahsimda tasidigi anlamlar ise soyledir;
abla; kendisi de cocuk oldugu halde cocuk parkinda kendi oyununu ozgurce oynayamayan, gozu hep kardesinde olmasi gerekendir.
abla; diger kardeslerin hic, oyle bir zoru olmazken, oyuncagini, yiyecegini, sekerini, cikletini onlarla paylasmak zorunda olandir.
abla: on tekerlek misali, arkadan gelecekler icin duzgun yollar acmakla sereflendirilen kisidir.
abla: kendi asklarini, kendinde saklamak durumunda olan ama kardeslerinin asklarina, hayal kirikliklarina, husranlarina ablalik etmekle kendini yukumlendirilmis sahsiyettir.
abla: ailesinin, "biz onlarin ailesini tanimiyoruz" seklindeki sacma gerekcesiyle(!) arkadaslarinin evine bile gondermedigi, ama kendi makus kaderini onlar yasamasin diye, gogsunu siper edendir.
abla: bazen, kardesinin bosanma mahkemesinde, hic istemedigi halde seklindeki dayatmasiyla ici kan aglayarak sahitlik edendir.
abla: bazen, karni burnunda oldugu halde uzerine buyuk risk alarak, kardeslerinin sen de aramizda ol talebini kiramayarak, cinarcika onlarla gezmeye giden, donus vapurunda da dogum sancilarina yakalanip, az daha bebegini vapurda doguracak olandir.
abla: bazen, kardeslerinin kendisini arayip aramamasini hic dert etmeyen, aradiklarinda cok mutlu olan aramadiklarinda onlara sitem etmeyen, onlardan hergun haber almak icin maasinin neredeyse yarisini telefon faturalarina yatirandir.
abla: bazen, ailesinin hala daha - su kardesinle konus sonra bizi ara durumunu bize anlat! dedigi insandir.
bu satirlarin yazari, kendi ablaligini anlatmistir, bu basligin altinda...dusunmustur bunlari okuyanlar da bir seyler bulabilir kendi ablaliklarinda...
evet zordur abla olmak, ama tanrinin bir lutfudur gurur verir kisiye, sadece abla olanlarin daha derin anlayabilecekleri gibi...
abla genelde kız kardeşten asortiktir. kız kardeş kısa şişman abla uzun zayıftır daha iyi üniversitede okur daha çok para kazanır erkek arkadası terketmez çok yer kilo almaz anneler en çok ablayı severler
osmanlı sarayında daire eskisi, kalfa.
bir kızın sahip olabileceği en değerli ki$iliktir belkide.yaptığınız her $eyi takdir ederler,sizinle heryere gelirler,en ufak bir tartı$mada hemen arkanız oluverirler,sevgililer hakkında ipuçları verirler...ablalar farklıdır.olaylara sizin gibi yakla$abilme kabiliyetine sahiptirler.sizi anlarlar çünkü sizin ya$adıklarınız onların yakın geçmi$idir.herzaman içinizde onu taklit etme,onun gibi olma isteği barındırırısınız.herkes böylemidir bilmem ama hayatımda en çok ablamdan ayrılırken üzülmü$ümdür. sonuç olarak abla,bir insanın her $eyi olabilir.eğer siz isterseniz tabi.ablanıza iyi bakın sonra gidiyo sap gibi kalıyosunuz ortada.
dayak atan bir mahlukattir o.
kiz kardesini surekli korkutan,
onu hep elestiren ve bir tane bile guzel laf soylemeyen,
sabahlari tuvalette yarim saat suslenen ama tuvaletini yapmayan ve onun altina kacirmasina neden olan,
kiz kardesinin derslerine hep yardim eden,
yaramazlik yaptiginizda sizi annenize hic sikayet etmeyen ama santajlarla burnunuzdan getiren,
memeleri sizden buyuk ve kiyafetleri sizinkinden guzel olan,
bir kerecik bile sizi gittigi yere goturmeyendir.
kiz kardesini surekli korkutan,
onu hep elestiren ve bir tane bile guzel laf soylemeyen,
sabahlari tuvalette yarim saat suslenen ama tuvaletini yapmayan ve onun altina kacirmasina neden olan,
kiz kardesinin derslerine hep yardim eden,
yaramazlik yaptiginizda sizi annenize hic sikayet etmeyen ama santajlarla burnunuzdan getiren,
memeleri sizden buyuk ve kiyafetleri sizinkinden guzel olan,
bir kerecik bile sizi gittigi yere goturmeyendir.
argoca: lubunya.
öldükten sonra size verilen cüzdanının içinden, bir doğum gününüzde size aldığı ama ona kırgın olduğunuz için asla kabul etmediğiniz küpelerin çıktığı kişidir.
(bkz: nur abla karadeniz sofrası)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?