ömer lütfi mete

en son sabah gazetesinden fatih altaylı vasıtasıyla uzaklaştırılan, bir çok dizinin senaristliğini yapmış olan gazeteci kişi.

deli yurek, kurtlar vadisi, ekmek teknesinde gizli veya aciktan bir iliskisi oldugu soylenmekte.

(bkz: gülce)

mahir kaynakla beraber yazdigi derin devlet isimli kitabi vardir.

kendisi hakkinda eski derin devlet mensubu oldugu soylenmekte.

(bkz: yigidi gul aglatir)

bu aksam arkadaslarim ile uskudar’da beraber iftar edecegimiz muhterem insan.

kitaplarında sağır sultanın aşina olduğu şeyleri derin devlet diye anlatır, yuvarlak bir konuşma tarzı benimsemiş olup, ayrıca the imam adlı filmi senaryosunu yazmıştır

milliyetçilik milliyetsizlik adlı kitabı yazmı$ yazar.

anadolu ajansi nin verdigi habere göre sakarya’da kalbi duran ve müdahale sonucu tekrar çalistirilan, su an yogun bakimda olan yazar. allah yardimcisi olsun. daha çook kitaplarini , yazilarini okuyacaz, görüslerinden istifade edecegiz.öyle gitmek var mi usta?

edit: siyami ersek hastanesi nin yaptigi açiklamaya göre, su an durumu iyiymis. ancak beyninde ödem olusmus. allah acil sifalar versin.

gecirdigi rahatsizlik sebebi ile bir suredir uyutularak tedavi edilen gazeteci.uyutulma sureci devam ediyormu$ halen.

allah siz muslumanlik isimli kitabin yazari.

devlet, nişan, hak ve hukuk kavramını bilen, istihbarattan ziyade insanların neler yapabileceğini kestiren kişidir.

gecirdigi kalp krizi neticesinde hayata gozlerini yuman usta kalem. topragi bol olsun.

öldün de uyandın usta. allah rahmet eylesin.

çok az tanıdığım hâlde -ki sadece birkaç şiirini bilirim- öldüğü haberini duyunca bir şey çöktü sanki üzerime. bir de muhsin yazıcıoğlu’nda olmuştu böyle. allah rahmetini esirgemesin...

namuslu islamcılardandı. allah rahmet eylesin. islamcılar amerikan köpeği olduğundan beri pek çıkarmıyorlardı tv’ye. erken gitti.

gülce adlı bir şiir kitabı var ve aynı adı taşıyan şiiri.

oktay kaynarca okuyor... http://www.youtube.com/watch?v=n2se3gakxxw

uçurumun kenarındayım hızır
bir dilber kal’asının burcunda
muhteşem belaya nazır
topuklarım boşluğun avucunda
kaldım parmaklarımın ucunda
bir gamzelik rüzgar yetecek
ha itti beni ha itecek

uçurumun kenarındayım hızır
cihan hazır
divan hazır
ferman hazır
kurban hazır

uçurumun kenarındayım hızır
güzelliğin zülme çaldığı sınır
başım döner, beynim bulanır
el etmez
gel etmez
gülce’m uzaktan dolanır

uçurumun kenarındayım hızır
gülce bir davet
mecaz değil
maraz değil
gülce bir afet
peri değil
huri değil.
gülce bir beyaz zehir
gülce en vahim haz
buram buram zehir
yâr gözünde infaz
bir gamzelik rüzgar yetecek
ha itti beni ha itecek
güzelliğin zülme çaldığı sınır

uçurumun kenarındayım hızır
ben fakir
en hakir
bin taksir
ateşten
kalleşten
mızrakla gürzden
dabbet-ül arzdan
deccalden
yedi düvelden
korku nedir bilmeyen ben
tir tir titriyorum gülce’den
ödüm patlıyor gülce’ye bakmaktan
nutkum tutuluyor
ürperiyorum
saniyeler gözlerinde birer can
her saniyede bir can veriyorum...

fatih altaylı’nın, sabah gazetesi genel yayın yönetmeni olur olmaz, rahmetliyi gazeteden uzaklaştırması içimi acıtmıştı. bir çırpıda ve sudan sebeplerle harcanacak adam değildi. pek çok kapasitesiz orada tutulurken hem de...