anorexia/anorexia nervosa ya da anoreksia olarakta bilinen psikosomatik ve obsesyon kökenli yeme bozukluğu.
anoreksia nervosa bireyin beden algısının bozularak kendisini şişman algılaması neticesinde beslenmeyi reddederek aşırı kilo kaybı yaşaması olarak da tanımlanabilir. özellikle genç kadınlarda görülür. yemek yememe, çok az uyuma ve buna rağmen çok aktif olma belirgin başlangıç göstergeleridir. sonrasında kişi çok şişmanladığı kanısı ile abartılı bir biçimde rejim uygulamaya başlar. hastası kişiler kendini kusturmanın yanı sıra abartılı gıda rejimi ile birlikte aşırı hareket, laksatif, diüretik ve iştah baskılayıcı ilaç da kullanır . önceleri kontrol edilebilen iştah bir süre sonra gerçekten de yok olur ve zayıflama normal ölçüleri aşar.
anoreksikler yemek yememelerine rağmen iştahlıdırlar ve sürekli yemek ile ilgilenirler. yemek tarifi okurlar, asla pişirmeyecekleri yemek tarifleri toplarlar ve arkadaşları ile ailelerine büyük bir özenle yemek hazırlarlar. ancak kendileri yemezler.
anoreksia nervosa, 2 tiple karşımıza çıkan bir rahatsızlıktır.
kısıtlı tip:kişi çok miktarda yemek yemesini ve yedikleri kendi isteğiyle çıkartma eğilimi göstermez.
çıkartma tip: kişi çok miktarda yemek yeme ve yediklerini kendi isteği ile çıkartma eğilimi gösterir.çıkartma tip anoreksiklerde intahar eğilimine, madde bağımlılığına daha çok rastlanır.
dsm 4’e göre tanı kriterleri;
yaşı ve boy uzunluğu için olağan sayılan en az kiloda ya da bunun üzerinde bir vücut ağırlığına sahip olmayı kabul etmeme (örn. beklenenin %85 inin altında bir vücut ağırlığına sahip olmaya yol açan bir kilo kaybı ya da büyüme dönemi sırasında, beklenenin %85 inin altında bir vücut ağırlığına sahip olmaya yol açacak bir biçimde beklenen kilo alımını gerçekleştirmeme).
beklenenin altında bir vücut ağırlığına sahip olmasına karşın kilo almaktan ya da şişman biri olmaktan aşırı korkma.
kişinin vücut ağırlığı ya da biçimini algılama biçiminde bozukluk olması, kendini değerlendirmede vücut ağırlığı ya da biçiminin anlamsız bir etkisinin olması ya da o sırada vücut ağırlığının düşük olmasının önemini inkar etme.
kadınlarda menarş sonrası amenore, yani en az üç ardışık menstruel siklusun olmaması (sadece hormon verilmesi sonrası menstruasyon dönemleri oluyorsa, o kadın amenoresi olduğu düşünülür, örn. östrojen uygulaması).
anoreksia nervosanın psikodinamiği oldukça karışık bir rahatsızlıktır.
farklı ve tek olabilmek için çabalamak
ebeveynin beklentileri sonucu oluşan yapay benlik algısını reddetmeye çalışmak
gerçek benliğin oluşmaya başlaması
bedende somutlaşan içselleştirilmiş düşman ve kontrol eden anne imgesinin reddedilmesi
aşırı isteklere karşı direnç, kontrol geliştirme
kendisinin yerine diğerlerini çaresiz durumda bırakma vb benzeri duygudurum bozuklarının neden olması dışında hormonel yapının ani değişimi, gebelik sonrası oluşan hormon etkileşimleri ilede ortaya çıkar.
tedavi:
tedavi başarısı maalesef çok yüksek değildir. bunun nedeni, hastaların hasta olduklarını kabul etmemeleri ve hastalığın çok geç bir safhasında genelde kendi istekleri dışında fiziksel olarak bedensel fonksiyonlarında çökme başladığında hastaneye yakınları tarafından getirilmeleridir.
ağır kilo kaybı olan anoreksilerin mutlak hastanede çoklu uzman gözetiminde psikiyatr, psiklolog, dahiliye uzmanı, kadınlarda jinekolog, diyetisyen eşliğinde tedavi görmeleri gerekir. anoreksikler çok büyük bir oranda hasta olduklarını kabul etmedikleri için, ciddi risk sınırına gelince yakınları tarafından hastaneye kaldırılırlar. bu hastalıkta genelde bu sebeple hastalığın ilerlemiş bir safhasında tedaviye başlanmak zorunda kalınır. ağır kilo kaybı olan hastaların parenteral beslenmeleri gerekebilir.
yaşamsal tehlike belirli bir oranda bertaraf edildikten sonra, tedaviye öncelikle kişinin kilo almayacağına inandığı bir beslenme biçimi konusunda anlaşılarak başlanmalıdır. hasta doktorları ile güven ilişkisini yakaladıktan sonra, tedavinin devamı mümkün olur. çoklu tedavinin belirli bir aşamasından sonra, bu anlaşma neticesinde anoreksiklerin kilo almaya başladıklarında yoğun direnç göstermeleri çok yaygın olarak karşılaşılan bir olumsuzluktur. bu direnci geliştiren anoreksiklerin sosyal ilişkileri yetersizdir ve genellikle depresif bir duygudurum içindedirler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?