sevgilinizi eve getirirsiniz salonda oturan anneanneniz "aaaa ’lutfu’ sen mi geldin, askerden mi geldin" diyerek yanina oturtur cocugu, giyinir-suslenirsiniz evden disari cikarken tam, salonda oturan anneanneniz " aaa siz ne kadar guzelsiniz kizim, yoksa manken misiniz?" sorusu ile sizi artik soka mi havaya mi belli olmaz bir seye sokar-gidersiniz, 5 yasindaki kardesinizin aglamasi uzerine salona yonelirsiniz bir de bakarsiniz ki koltukta oturan anneanneniz cocugun koluna asilmis " sen benim oglumsun ama neden kaciyorsun, kosma terleyeceksin, iceri gitme allah korusun elini prize sokacaksin" sanrilari ile yavrucagin odunu kopartiyor, ramak kalmis, anneniz yemegini yine salonda oturan anneannenize gotururken " bu kadin da kim baban yeni mi aldi bunu ’zeynep’ nerde yazik" diyerek bayginlik gecirmenize neden olur tabiki anneanneniz, her sabah istisnasiz uyandiginda " beni istanbula goturun, anneme goturun" diye sayiklayarak giyinip evden kacar, 10 dakika sonra 100 m ilerdeki kasap bulur kendisini cay ikram ederek kandirir, annenizi cagirir... ve bu kisir dongu surer gider taaki salonda oturup herkesi gulme krizlerine sokan anneanneniz salonda oturamaz, tuvalete gidemez, konusamaz, yemek yiyemez ve en son nefes alamaz hale gelene kadar...
ps: lutfu- vefat etmis dede
zeynep- anne
anneanne- tabiki alzheimer hastasi (vefat etmeden once)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?