yusuf hayaloglu siiri.
neden hala gelmedi.. yoksa
saati mi sasirdi bu hiyar?
gerci hic saati olmadi ama en azindan
birisine sorar..
cebimde bir lira desen yok!
madara olduk meyhaneye
ah essek kafam benim..
nasilda guvendim bu hergeleye!.
gelse baliga cikacaktik,
ne cekersek kizartip birayla yutacaktik..
kafamiz tam olunca sarkilar dokturup
enterasan hayallere dalacaktik..
bu sandali gecen hafta denk getirip
calintidan dusurduk..
arkadaslar israr etti,
bizde, iyi olur, bize uyar diye dusunduk..
saat sekizde gelecekti,
bana birkac milyon borc verecekti..
yoksa o nemrut karisi kacti da
onun pesinden mi gitti?..
eger oyleyse yandik,
gudubet gene yapti yapacagini!..
gecen sene de merdivenden itip
kirmisti rizanin bacagini..
kadinda boy su kadar;
kalca firildak, goz patlak, kafa catlak!
korkuyorum, bir gun ya kendini asacak,
ya horlarken rizayi bogacak..
bak simdi acidim, askolsun adama..
ben olsam vallahi bas edemem!.
hele bes tane velet var ki boy boy,
allahtan dusmanima dilemem!.
aslinda iyi cocuktur riza, efendi huyludur,
herkesin suyuna gider..
yoksa, kaliba vursan hani,
tek basina on tane adam eder!.
bir keresinde, hic unutmam
uc-bes zibidi haraca dadandi;
riza, sandalyeyi kaptigi gibi
herifleri hastaneye kadar kovaladi!.
ayni mahallede buyuduk, ayni kizlari sevdik,
ayni kafadaydik..
orta ikiden biraktik, matematik agir geliyordu,
biz baska havadaydik..
ayni gomlegi giyer, ayni sigaraya takilir,
ayni takimi tutardik..
fenerin her macina iddalasip
millete az mi yemek ismarladik!.
bir tek askerde ayrildik,
bana bornova dustu, ona gelibolu..
doner donmez evlendirdiler,
en buyuk salakligi da bu oldu!.
bense hic dusunmedim, zaten param yoktu
hep tek tabanca gezdim..
benim begendigimi anam istemedi,
onun gosterdigini ben sevmedim..
neyse, bunlar derin mevzu..
anlasildi, bu herif artik gelmeyecek..
ufaktan yol alayim
anam evde yalniz, simdi merakindan olecek!.
gittim, vurup kafayi yattim,
ruyamda gordum gulumseyerek geldigini..
ne bilirdim, yolda kamyon carpip
hastaneye kavusmadan can verdigini!.
vay be riza!.
sonunda sen de dusup gittin azrailin pesine!
dun, bosuna gunahini almisim,
ne olur kizma bu kardesine...
oglen kahvede soylediler, riza oldu, dediler
ne kolay soylediler!.
sanki dev bir tas ocagini
kokunden dinamitleyip ustume devirdiler!.
ah dostum.. o kocaman govdene
o beyaz kefeni nasil kiyip giydirdiler?.
o zalim tabutun tahtalarini
senin ustune nasil boyle civilediler?.
yani sen simdi gittin, yani yoksun, yani
bir daha olmayacak misin?
yani bir daha borc vermeyecek,
bir daha bira ismarlamayacak misin?.
peki, beni kim kizdiracak,
kim zar tutacak, kim agzini sapirdatacak?
peki, beni bu kohne dunyada
senin anladigin kadar kim anlayacak?..
ulan riza.. ne hayallerimiz vardi oysa,
ne acayip seyler yapacaktik..
totoyu bulunca dukkan acacak
adini dostlar meyhanesi koyacaktik
talih yuzumuze gulecekti be,
kariyi bosayip sifir mersedes alacaktik
hafta sonu iki yavru kapip
bogaz yolunda o bicim fiyaka atacaktik!.
ah ulan riza...
bu mahallenin neresini begenmedin de ote yere tasindin?
ara sira giciklasirdin ama inan ki,
benim en kral arkadasimdin!..
ah ulan riza...
ben simdi bu koca deryada tek basima ne halt ederim?
senden ayrilacagimi sanma,
birkac gune kalmaz, bende gelirim!..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?