adaletsizlik

operada son cinayet
herhangi bir caddede çoğu zaman görülebilen kavramdır.
çok güzel bir insanı, fotoğraf makinesiyle çeken insana baktığımız zaman, "aa ne güzel lan, fotoğraf çekiyor, çok da güzel insanmış gerçekten, ne güzel çıkar şimdi, keşke fotoğraf makinesini elimde tutan ben olsaydım" deriz.
"göze hoş gelmeyen" insanı fotoğraf makinesiyle çektikleri zaman ise, "aha salaklara bak, allah’ım tipe bak ya, nasıl da poz veriyor, ben olsam fotoğraf makinesini elime bile almam" diye dile getiririz.
güzelin yada göze hoş gelmeyenin buradaki suçu ne?
adalet sağlayıcısının buradaki rolü?

adaletsizliğe atfederek, tanrı’ya olan isyanımızı dile getiririz.

bu genellikle başımıza gelen olaylardan ötürü olur. şu küçük yaşımda başıma gelenler, kırk yaşındaki insanın başına gelmemiştir denilir. bu kişiye adaletsizliktir.
fakat "çok yaşamanın" insanlara kazandırdığı şey, hayatın içinde, yaşamaktır. her ne kadar istenmese de daha fazla "yaşamak". artık, ona bağımlı hale gelmiş birey olup çıkmışızdır. peki ya, yaşayamayanlar?

belki bende; küçük yaşımda, annemi, babamı, sevgilimi, kardeşimi, bütün tanıdıklarımı kaybetsem; hayatta daha iyi yerlerde olacağım.
hayat deneyimlerini yaşayamayan insanlar, kendi kararları sebepleriyle mi yaşayamıyorlar. hiç sanmıyorum.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol