abdde, psikopat güneylilerden olan cumhuriyetçi george w bushun, dünyayı bombok hale getiren savaşçıl karakteriyle geçen 8 yıldan sonra bir demokratın başkan seçilmesi, gerçekten de dünyadaki birçok ülke tarafından olumlu karşılandı.
başkan seçilmeden önce abddeki ermeni lobisine "sözde" ermeni soykırımını kabul edeceği sinyalleri vermişti. burada türkiye cumhuriyeti politikaları ile obamanın seçim çalışmalarındaki çıkar çatışıyordu. fakat bu söylem, o zamanlar zenci ve müslüman bir aileden gelen ve aynı zamanda adı hüseyin olan birinin abdde seçilme ihtimalinin düşük olduğu düşünüldüğünden medyada çok yankı uyandırmamıştı. fakat bu demokrat "change we can" sloganıyla başkan oldu ve ilk resmi ziyaretini ülkemize yapmaya karar verdi. o zaman "sözde" ermeni soykırımı konusunda ne diyeceği tartışılmaya başlandı.
obama ankaraya akşam air force one ile indi, yattı uyudu ve ilk işi sabahtan anıtkabire gitti. zaten protokolde bu var, sike sike gidecek yani. fakat sevinilebilecek birşey var, anıtkabir özel defterine ulu önder mustafa kemal atatürkü öven yazısını yazdı. süper, şimdilik harika gidiyoruz.
bush denen texaslı psikopatın söylemi olan ılımlı islam saçmalığını bıraktı ve cumhuriyetimizi laik ve demokratik bir ülke olarak gördüğünü söyledi. hala müthiş gidiyoruz.
daha sonra meclisi gitti, muhalefet liderleri ile görüştü. aslında bu, bir bakıma dikta yönetimini daha da azılı bir şekilde uygulayan akp hükümetinin sona yaklaştığını, vadesini doldurduğunu düşündüğünü gösteren bir işaret olarak algılanabilir. bana göre bu da süper. devam edelim.. silahlı terör örgütü pkknın tbmm şubesi dtp partisinin lideri ahmet türk ile görüşmesi sırasında silah ile birşeylerin çözülemeyeceğini adama anlattı. bu da obamanın dtpnin iç yüzünü bildiğini gösteren birşey. dolayısıyla hala müthiş gidiyoruz.
buraya kadar tüm gelişmeler süper. gelgelelim vahim tarafına;
obama kürsüye çıktı ve nazikçe dediki;
1)ruhban okulunun açılmasına izin verin,
2)ermeni sınırını açın,
3)ermeni meselesi ve soykirim iddiaları konusunda tarihinizle yüzleşin.
sırayla hepsini ele alalım.
1)tamam açalım. iyi de, bu ülkede milli eğitim bakanlığı diye birşey var. müfredat belli. o zaman müfredata bağlı olmayan başka kimbilir neler çıkar bu ülkede. okulun bakanlığa bağlı olmasını istemiyorlar.
2)tamam açalım. iyi de, ermenistan türkiye cumhuriyetinin dostu olan ve enerji kaynakları bakımından önem gösterdiği azerbaycanın topraklarını işgal etti. bu yüzden sınır kapalı be adam.
3)tamam yüzleşelim. iyi de, yüzleşmeyen taraf ermenistan be adam. tarihçileri ülkemize davet ediyoruz gelmiyorlar.
devam edelim..
abdullah gül ile görüştükten sonra yaptıkları basın toplantısında yine "sözde" ermeni soykırımı ile ilgili düşüncelerinin değişmediğini söyledi. yani bunu kabul ettiğini açıkça söyledi! bunu görmezsen körsün! sonra istanbula uçtu. ayasofya ve sultanahmeti gezdi. sonra temiz pak giyinmiş, iyi ingilizce bilen çağdaş öğrencilerin karşısına çıktı ve konuşmaya başlamadan da şunu söyledi;
"fazla konuşamayacağım, o yüzden ezana kadar konuşalım, 30 - 40 dakika" dostlar, kabul edelim. müslüman olarak çoğumuz 5 vakit namaz kılmıyoruz. en azından ben kılmıyorum. günahtır, değildir, o beni ilgilendirir. fakat adamın ezan ile zamanı bağdaştırması ve medyanın bunu "saygısından öyle dediydi" falan demesi beni şaşırttı. ve en önemlisi yazının en başlarında "ılımlı islam" saçmalığından uzak duruyor dediğimiz mr president, ülkemizi cidden ılımlı islam ülkesi olarak gördüğünü belli etti bana göre.
toparlayalım; adam geldi, "çok iyisiniz, süpersiniz" dedi pohpohladı. "şunları şunları istiyoruz. bunları da verirsiniz çünkü önceden de dediğim gibi süpersiniz" dedi. sonrada gitti. şu anda biz de azerbaycanla olan sıçmış ilişkilerimizi toparlasak, yoksa abdye ayıp olmasın diye bize etmediği ibneliği bırakmayan ermenistan ile mi anlaşsak, yoksa rektörleri ve eğitime destek verenleri hapse mi tıksak ne yapsak bilemiyoruz. allah sonumuzu hayır etsin. amin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?