gazeteci-yazar duygu asena, beyin tümörü nedeniyle tedavi görmekte olduğu vkv amerikan hastanesinde öldü. 3 gün önce ani solunum sıkıntısı ve yüksek ateş şikayetiyle hastaneye başvuran asena, tedavi altına alındığı yoğun bakın ünitesinde 30 temmuz sabahı saat 04.45 sıralarında yaşamını yitirdi.
hala okumama ve anlamamak üzerine kurulu bir hayat süren zihinlerin, ezbere konuştukları ve ırkçılık ile varolan karşılık verme içgüdülerinin bir coğrafi bölgeye verilen ismi ülke sanmaları sonucunu doğuran yerdir.bu coğrafi alanın bir kısmının da türkiye cumhuriyeti içinde yer aldığı düşünüldüğünde yine foseptik yakıştırması yapılır mı onu tosuncuk mantığına sormak gerekir.
ikinci sayısı çıkmış olan ve ilk sayıya oranla çok daha iyi yazı ve röportajlarla baskı biçiminin olduğu dergidir.
ikinci sayısında oğuzhan müftüoğlu ve ece temelkuran röportajları okunmaya değerdir.
ikinci sayısında oğuzhan müftüoğlu ve ece temelkuran röportajları okunmaya değerdir.
#329017 nolu entrysini görünce kendisine söylenecek bir şey bırakmayan yeni yazarlardandır.sap ile samanı ayırması dileklerimizle...
ülkesinde yeniden seçilmesi hayal olarak tanımlanan bush kankası.ayrıca aşağıdaki haber de artık isyanın boyutuna yeni bir sayfa açıldığının da kanıtı olacak gibi.
ingilterede 40tan fazla aydın, israilin lübnan saldırısına ses çıkarmayan ingiltere başbakanı tony blaire isyan etti. bir açık mektup yayımlayan aydınlar, bugün abd başkanı george w. bush ile görüşecek blairden acil ateşkes çağrısı yapmasını istedi.
aydınlar abdyi ortadoğuda insani bir felakete yol açmakla, blairi de buna destek olmakla suçladı ve müttefiğini değiştir çağrısı yaptı. gazeteciler, akademisyenler, eski büyükelçiler, sivil toplum kuruluşu liderleri ve müzisyenlerden oluşan 42 aydının bu ifadelerle başlayan açık mektubu, the independent gazetesinde yayımlandı.
hizbullaha çağri
imza sahipleri arasında independentın editörü sir simon kelner, liberal demokrat parti lideri sir menzies campbell, ingiltere müslüman konseyi başkanı doktor abdül bari ve nobel ödüllü yazar harold pinter var.
mektupta, blairden saldırıları durdurması için israile de baskı yapması istendi ve "ayrıca size, hizbullahın saldırganlığına karşı orantısız ve verimli olmayan bir şekilde yanıt veren israile temsilciler göndermeniz çağrısında bulunuyoruz" denildi.
aydınlar hizbullahtan da israile yönelik füze saldırılarını durdurmasını ve esir askerleri serbest bırakmasını istedi.
açık mektupta aydınlar blaire, "hükümetiniz irak konusunda ingiltereyi dünya kamuoyundan tecrit etti. böylesi bir dış politika felaketinin tekrarının onaylanmasını reddediyoruz" ifadesini de kullandı.
tony blair, irak savaşından bu yana özellikle savaş karşıtı cephe tarafından bushun finosu olarak anılıyor.
rusyada yapılan g8 zirvesinde kameralara yakalanan o çok özel anda bush, "yo blair" diye seslendiği ingiltere başbakanının "ortadoğuya birini yollayayım mı?" teklifini geri çevirince, fino benzetmesi gündeme gelmişti.
"ingiltere israile bomba taşinmasina alet ediliyor"
independent gazetesinde blaire hitaben yayımlanan mektubun yanı sıra, ingiliz the times gazetesi de, ingilterenin önümüzdeki 15 gün içinde israile bomba ve füze taşıyacak 2 abd uçağına daha transit geçiş izni vereceğini yazdı.
the times gazetesi haberi adının açıklanmasını istemeyen bir ingiliz hükümet kaynağına dayandırdı.
sicak gelişmeler
» israil uçak ve helikopterleri gece boyunca hizbullahın bekaa vadisinde bulunduğu noktalara 60 kadar saldırı düzenledi.
» israil, lübnanda geniş çaplı bir bm gücü istemediğini, bölgede daha profesyonel ve iyi eğitimli güçlere ihtiyaç olduğunu açıkladı.
» kıbrıs rum kesimi, israilin lübnana saldırılarından kaçanların misafir edilmesine bağlı masraflar dolayısıyla abden hiçbir finansman talep etmeyeceğini açıkladı. israil saldırıları nedeniyle lübnandan tahliye edilen 85 binden fazla kişinin 40 binden fazlası rum kesimine getirilmişti.
ab, mülteci akınına uğrayan rum kesimi için, üye ülkelerin lojistik olanaklarının koordine edilmesine olanak sağlayan, sivillerin korunmasına yönelik mekanizmayı geçen hafta devreye sokmuştu.
başta fransa, kanada, ingiltere ve abd olmak üzere birçok ülke, vatandaşlarını tahliye etmek amacıyla larnaka ile lübnan arasında mekik dokuyan gemiler kiralamıştı.
» mısır devlet başkanı hüsnü mübarek, krizden çıkış şanslarının az olduğunu belirterek, tünelin ucu görünmüyor, bu da bütün bölgede büyük çalkantılara ve bugün tanık olduğumuz gibi gerginliğin tırmanmasına yol açıyor dedi.
» uluslararası kızılhaç örgütü konvoyu, israil saldırıları yüzünden 30 bin kadar kişinin mahsur kaldığı bölgedeki hristiyan sınır köyü rmeiche ulaştı. kızılhaç konvoyundan yararlanan birçok kişi köyden ayrılarak sur kentine gitti.
israil, 12 temmuzda 2 askerinin hizbullah militanları tarafından kaçırılmasının ardından lübnan topraklarına girmişti.
israilin hizbulah operasyonu 17nci gününe girerken, ölen lübnanlıların sayısı 445e yükseldi.
bağımsız sesonline net
ingilterede 40tan fazla aydın, israilin lübnan saldırısına ses çıkarmayan ingiltere başbakanı tony blaire isyan etti. bir açık mektup yayımlayan aydınlar, bugün abd başkanı george w. bush ile görüşecek blairden acil ateşkes çağrısı yapmasını istedi.
aydınlar abdyi ortadoğuda insani bir felakete yol açmakla, blairi de buna destek olmakla suçladı ve müttefiğini değiştir çağrısı yaptı. gazeteciler, akademisyenler, eski büyükelçiler, sivil toplum kuruluşu liderleri ve müzisyenlerden oluşan 42 aydının bu ifadelerle başlayan açık mektubu, the independent gazetesinde yayımlandı.
hizbullaha çağri
imza sahipleri arasında independentın editörü sir simon kelner, liberal demokrat parti lideri sir menzies campbell, ingiltere müslüman konseyi başkanı doktor abdül bari ve nobel ödüllü yazar harold pinter var.
mektupta, blairden saldırıları durdurması için israile de baskı yapması istendi ve "ayrıca size, hizbullahın saldırganlığına karşı orantısız ve verimli olmayan bir şekilde yanıt veren israile temsilciler göndermeniz çağrısında bulunuyoruz" denildi.
aydınlar hizbullahtan da israile yönelik füze saldırılarını durdurmasını ve esir askerleri serbest bırakmasını istedi.
açık mektupta aydınlar blaire, "hükümetiniz irak konusunda ingiltereyi dünya kamuoyundan tecrit etti. böylesi bir dış politika felaketinin tekrarının onaylanmasını reddediyoruz" ifadesini de kullandı.
tony blair, irak savaşından bu yana özellikle savaş karşıtı cephe tarafından bushun finosu olarak anılıyor.
rusyada yapılan g8 zirvesinde kameralara yakalanan o çok özel anda bush, "yo blair" diye seslendiği ingiltere başbakanının "ortadoğuya birini yollayayım mı?" teklifini geri çevirince, fino benzetmesi gündeme gelmişti.
"ingiltere israile bomba taşinmasina alet ediliyor"
independent gazetesinde blaire hitaben yayımlanan mektubun yanı sıra, ingiliz the times gazetesi de, ingilterenin önümüzdeki 15 gün içinde israile bomba ve füze taşıyacak 2 abd uçağına daha transit geçiş izni vereceğini yazdı.
the times gazetesi haberi adının açıklanmasını istemeyen bir ingiliz hükümet kaynağına dayandırdı.
sicak gelişmeler
» israil uçak ve helikopterleri gece boyunca hizbullahın bekaa vadisinde bulunduğu noktalara 60 kadar saldırı düzenledi.
» israil, lübnanda geniş çaplı bir bm gücü istemediğini, bölgede daha profesyonel ve iyi eğitimli güçlere ihtiyaç olduğunu açıkladı.
» kıbrıs rum kesimi, israilin lübnana saldırılarından kaçanların misafir edilmesine bağlı masraflar dolayısıyla abden hiçbir finansman talep etmeyeceğini açıkladı. israil saldırıları nedeniyle lübnandan tahliye edilen 85 binden fazla kişinin 40 binden fazlası rum kesimine getirilmişti.
ab, mülteci akınına uğrayan rum kesimi için, üye ülkelerin lojistik olanaklarının koordine edilmesine olanak sağlayan, sivillerin korunmasına yönelik mekanizmayı geçen hafta devreye sokmuştu.
başta fransa, kanada, ingiltere ve abd olmak üzere birçok ülke, vatandaşlarını tahliye etmek amacıyla larnaka ile lübnan arasında mekik dokuyan gemiler kiralamıştı.
» mısır devlet başkanı hüsnü mübarek, krizden çıkış şanslarının az olduğunu belirterek, tünelin ucu görünmüyor, bu da bütün bölgede büyük çalkantılara ve bugün tanık olduğumuz gibi gerginliğin tırmanmasına yol açıyor dedi.
» uluslararası kızılhaç örgütü konvoyu, israil saldırıları yüzünden 30 bin kadar kişinin mahsur kaldığı bölgedeki hristiyan sınır köyü rmeiche ulaştı. kızılhaç konvoyundan yararlanan birçok kişi köyden ayrılarak sur kentine gitti.
israil, 12 temmuzda 2 askerinin hizbullah militanları tarafından kaçırılmasının ardından lübnan topraklarına girmişti.
israilin hizbulah operasyonu 17nci gününe girerken, ölen lübnanlıların sayısı 445e yükseldi.
bağımsız sesonline net
her zaman desteklenmesi gereken, erkek düşmanlığı olmayan , aksine erkeklerin de sorunlarına çağre üretecek olan hareketlerdir.
reformist ve revizyonist olması da muhtemel hareketlerdir.
ing. genel af anlamına gelen sözcük.
ayrıca af isteyen bir örgüt olmasa da (bkz: amnesty international)
ayrıca af isteyen bir örgüt olmasa da (bkz: amnesty international)
(bkz: amnesty)
kimi cahilliği kendinden menkul ona buna bok atmaya çalışan tosuncuksu yapılı bünyelerin -ki bu tosuncuk yanlıları ırkçı değiliz ya da savaşı bizler de istemeyiz derler ama palavradır- eleştiri değil hakaret düzeyinde çamur atmaya çalıştıkları, fakat çamurlarında bok yağmuruna tutulacakları zirvedir.ayrıca bu kişileri barışarock gibi insani zirvelere buyur eden yoktur; onlar gitsindir ve abd ve egemen boku yemeye devam etsindir.ayrıca o bok yağmurunda ölecekler festival ile zirveyi birbirine karıştırmıştır ki bu da kendinden menkul cahilliklerinin belirtisidir.
savunma hakkında kısıtlamaya gidilmesini aşağıdaki haberde görüldüğü üzere kınayan vakıftır.
türkiye insan hakları vakfı (tihv) adalet bakanlığı’nın gerekli ödeneği aktarmaması üzerine yaklaşık 17 bin avukatın sundukları hizmet karşılığı ücretlerini alamamaları nedeniyle tbb’nin aldığı kararla “zorunlu müdafi yardımı”nın 1 ağustos gününden itibaren durdurulması kararı üzerine bir açıklama yaptı.
tihv yönetim kurulunun konu ile ilgili açıklaması şöyle:
"uzun zamandır devam eden sorunlar, sistemi tıkanma noktasına getirmiştir. söz konusu tıkanmayı hizmet sunan avukatların çabaları ve özverileri de engelleyememiştir. 1992 yılında başlatılan ve 1 haziran 2005 tarihli ceza muhakemesi kanunu ile kapsamı genişletilen “zorunlu müdafi yardımı”, hakkında yakalama işlemi yapılan kişilerin (sanık ya da şüphelilerin) avukata erişim hakkı kapsamında tanınmış ve özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin işkenceye karşı korunmalarını sağlamak amacıyla öngörülmüş bir koruma tedbiridir.
avukata erişim hakkı, işkenceye karşı temel bir yöntemdir. böyle bir olanağın varlığı, alıkonulan kişileri işkence tehdidine, riskine karşı korumaktadır. zira hakkın kullanımı, işkenceye başvuran görevliler üzerinde caydırıcı etki yaratmaktadır. avukata erişim hakkı, adil yargılanma ve savunma hakkının da ayrılmaz bir parçasıdır.
hükümet, temel haklardan olan savunma hakkının ve işkence yasağının vazgeçilmez unsurlarından birini oluşturan “avukata erişim hakkı” kapsamında yasada öngörülen “zorunlu müdafi yardımı”nı etkili ve amacına uygun biçimde uygulamak ve bu konuda yasal, idari, adli, pratik her türlü tedbiri almakla yükümlüdür.
türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümleri ve denetim organlarının kararları da, işkence yasağının ve adil yargılanma hakkının güvence altına alınması bakımından bu yükümlülüğe işaret etmektedir. bm işkencenin önlenmesi sözleşmesi’nin 2. maddesi, “taraf devletler, işkence suçunu önlemek üzere etkin yasal, idari, yargısal veya her tür tedbiri alır.” demektedir. özgürlüğünden alıkonulan kişilerin “avukata erişim hakkı”da bu tedbirlerden birisidir. avukat yardımının durdurulması, başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere özgürlüğünden yoksun bırakılan herkesi işkenceye karşı korumasız bırakacaktır. “işkenceye sıfır tolerans” diyen iktidardan beklenen, insan eliyle üretilen travmanın yanında anlamsız kalan ekonomik nedenlerle sistemi tıkamak değil, aksine sistemi güçlendirmek ve gerekli her türlü önlemi almaktır.
bu nedenle, adalet bakanlığı’nı, baroları “zorunlu müdafi yardımı”nı durdurma noktasına getiren koşulları bir an önce düzeltmeye, bunun için gerekli kaynağı sağlamaya, hizmetin kalitesini arttırıcı, hizmet sunan avukatları ve baroları teşvik edici yeni önlemler almaya davet ediyoruz.
idarenin görevi, sistemi tıkamak değil, sistemin etkili ve kaliteli bir biçimde uygulanmasını sağlamaktır.
işkence yasağının mutlaklığı, ancak bu anlayışla güvence altına alınabilir..."
bağımsız sesonline net
türkiye insan hakları vakfı (tihv) adalet bakanlığı’nın gerekli ödeneği aktarmaması üzerine yaklaşık 17 bin avukatın sundukları hizmet karşılığı ücretlerini alamamaları nedeniyle tbb’nin aldığı kararla “zorunlu müdafi yardımı”nın 1 ağustos gününden itibaren durdurulması kararı üzerine bir açıklama yaptı.
tihv yönetim kurulunun konu ile ilgili açıklaması şöyle:
"uzun zamandır devam eden sorunlar, sistemi tıkanma noktasına getirmiştir. söz konusu tıkanmayı hizmet sunan avukatların çabaları ve özverileri de engelleyememiştir. 1992 yılında başlatılan ve 1 haziran 2005 tarihli ceza muhakemesi kanunu ile kapsamı genişletilen “zorunlu müdafi yardımı”, hakkında yakalama işlemi yapılan kişilerin (sanık ya da şüphelilerin) avukata erişim hakkı kapsamında tanınmış ve özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin işkenceye karşı korunmalarını sağlamak amacıyla öngörülmüş bir koruma tedbiridir.
avukata erişim hakkı, işkenceye karşı temel bir yöntemdir. böyle bir olanağın varlığı, alıkonulan kişileri işkence tehdidine, riskine karşı korumaktadır. zira hakkın kullanımı, işkenceye başvuran görevliler üzerinde caydırıcı etki yaratmaktadır. avukata erişim hakkı, adil yargılanma ve savunma hakkının da ayrılmaz bir parçasıdır.
hükümet, temel haklardan olan savunma hakkının ve işkence yasağının vazgeçilmez unsurlarından birini oluşturan “avukata erişim hakkı” kapsamında yasada öngörülen “zorunlu müdafi yardımı”nı etkili ve amacına uygun biçimde uygulamak ve bu konuda yasal, idari, adli, pratik her türlü tedbiri almakla yükümlüdür.
türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümleri ve denetim organlarının kararları da, işkence yasağının ve adil yargılanma hakkının güvence altına alınması bakımından bu yükümlülüğe işaret etmektedir. bm işkencenin önlenmesi sözleşmesi’nin 2. maddesi, “taraf devletler, işkence suçunu önlemek üzere etkin yasal, idari, yargısal veya her tür tedbiri alır.” demektedir. özgürlüğünden alıkonulan kişilerin “avukata erişim hakkı”da bu tedbirlerden birisidir. avukat yardımının durdurulması, başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere özgürlüğünden yoksun bırakılan herkesi işkenceye karşı korumasız bırakacaktır. “işkenceye sıfır tolerans” diyen iktidardan beklenen, insan eliyle üretilen travmanın yanında anlamsız kalan ekonomik nedenlerle sistemi tıkamak değil, aksine sistemi güçlendirmek ve gerekli her türlü önlemi almaktır.
bu nedenle, adalet bakanlığı’nı, baroları “zorunlu müdafi yardımı”nı durdurma noktasına getiren koşulları bir an önce düzeltmeye, bunun için gerekli kaynağı sağlamaya, hizmetin kalitesini arttırıcı, hizmet sunan avukatları ve baroları teşvik edici yeni önlemler almaya davet ediyoruz.
idarenin görevi, sistemi tıkamak değil, sistemin etkili ve kaliteli bir biçimde uygulanmasını sağlamaktır.
işkence yasağının mutlaklığı, ancak bu anlayışla güvence altına alınabilir..."
bağımsız sesonline net
(bkz: atma recep din kardeşiyiz)
(bkz: antisemitizm)
utah jazz forması giydiği yıllarda herkesi kendisine hayran bırakan beyaz oyun kurucu.
israil devletinin işgali ve savaş suçu işlemesi sonucu sözlükte ve ülkemizde görülmesi en üst düzeyde olan durumdur.insani olandan yana olmak antisemitizme de karşı olmak demektir.
unutulmaması gereken en önemli husus insanları bu kötü düşünceye sevkedenin kapitalist küreselleşme olduğunu görememek veya sistem yandaşlığı yapıp işgallere karşı durulurmuş sanmaktır.bir halka ya da inanç sistemine değil, reel politik argümanlara bakmak gerekirken;bunlara bakmamak insanlığı daha kötü günlerin beklediğinin habercisidir.
unutulmaması gereken en önemli husus insanları bu kötü düşünceye sevkedenin kapitalist küreselleşme olduğunu görememek veya sistem yandaşlığı yapıp işgallere karşı durulurmuş sanmaktır.bir halka ya da inanç sistemine değil, reel politik argümanlara bakmak gerekirken;bunlara bakmamak insanlığı daha kötü günlerin beklediğinin habercisidir.
halkların ortadoğu projesi anlamına gelen kısaltma.enternasyonalist solun pek yakında başlatacağı kampanya için de ayrıca (bkz: bop a karşı hop diyelim)
pek yakında gündeme gelecek gibi görünen projedir.neoliberallerin büyük ortadoğu projesine (bop) karşı, enternasyonalistlerin gündeme aldığı ve uğruna mücadele ettikleri halkların ortadoğu projesi(hop)dir.
son olarak kimyasal silah kullanma iddiasının da gündeme geldiği ve neoconların bundan çekinmeyeceklerini düşündüğüm olaydır.
http://www.milliyet.com.tr/2006/07/27/son/sondun22.asp
http://www.milliyet.com.tr/2006/07/27/son/sondun22.asp
27 temmuz 2006 günü birgün gazetesinde melih pekdemir imzalı reha mağden anısına yazılan yazı aşağıdadır.
reha firar etti... geriye sayım bitti dedi ve gitti
iki gün önce, senin hakkında yazmış ve sana söz verdiğim üzere hayalindeki resmini çizmiştim köşeme reha; ışığında tebessüm vardı gözlerinin. ibo telefon etti, seni bir kez daha yazmamı istedi. meğer çok önceleri de, seni tanımadan önce yani, ölüme dair yazdıklarımda zaten varmışsın be reha...
madem öyle, alın işte, reha mağdenin hayatını ve eserlerini buraya da yazıyorum: "reha oğuz mağden, kule dibine düşmüş güneşi yerden kaldırdı, yarasını sardı. dalganın kıyıda unuttuğu köpüğünü denize attı. uçan kuştan kopan tüyü havada kapıp saksıya dikti. sonra saatine baktı; vakit tamam, bu kadar yeter dedi ve gitti."
bilirim, böyle bir hayat hikâyesi en çok sana keyif verirdi reha! çünkü bakıp bakıp da şu gezegenin ve memleketin ahvaline, kimi zaman sen de dellenmez miydin? de ki yine del-lendin. karanlığa koydun postanı. bıyıkların pos pos cesurdu. de ki yine dellendin. "hayda yiğidim hayda..ölümle randevum var ya" dedin ve işte bildin ve işte sen de gittin.
ama reha, içime doğdu, sen belki de firar ettin! göktaşısındır şimdi; ve kim bilir bizimle dalga bile geçmektesindir. yörüngesiz dengesiz firarlardasındır kozmik sonsuzluklara. ve mutlaka şöyle demektesindir: "sakın ha firarımı ihbar etmeyin! beni gördüğünüzde bir dilek tutun, rüşvetim olsun, yerine getireyim. samanyolu döğenini süreyim yıldız harmanlarının. burcunuzu söyleyin gidip kaderinize el koyayım nasıl arzularsanız. firari kalmak istiyorum saatler susmuşken." vallahi böyle deyip üstüne bir de tebessüm etmektesindir.
sana hasetliğimi söylemiştim: çünkü hem delifişek hem derviş, azıcık filozof ve epey devrimci bir divane olabilmiştin. insanı gerginlikten kurtarıp bir rehavet verici makam kalabilme yeteneğini kimseden esirgememiştin. ama hani kavlimiz vardı. biraz daha yaşlanınca, bir punduna getirip karadeniz kıyısında bir yerde yan yana iki ev yapacaktık ve birbirimize misafirliğe gidecektik; sözümüz söz mü firari dervişim?
yalanlarımızla bin yaşıyoruz be reha; bizi doğrularımız öldürüyor.
işte hayat işte ölüm
ayakta hayat bitkin mi bitkin
ölüm yerde sere serpe rahat mı rahat
neredeysen, orada da rehavet makamı ol, rahat uyu kardeşim...
gün ola... ölüm öle...
reha firar etti... geriye sayım bitti dedi ve gitti
iki gün önce, senin hakkında yazmış ve sana söz verdiğim üzere hayalindeki resmini çizmiştim köşeme reha; ışığında tebessüm vardı gözlerinin. ibo telefon etti, seni bir kez daha yazmamı istedi. meğer çok önceleri de, seni tanımadan önce yani, ölüme dair yazdıklarımda zaten varmışsın be reha...
madem öyle, alın işte, reha mağdenin hayatını ve eserlerini buraya da yazıyorum: "reha oğuz mağden, kule dibine düşmüş güneşi yerden kaldırdı, yarasını sardı. dalganın kıyıda unuttuğu köpüğünü denize attı. uçan kuştan kopan tüyü havada kapıp saksıya dikti. sonra saatine baktı; vakit tamam, bu kadar yeter dedi ve gitti."
bilirim, böyle bir hayat hikâyesi en çok sana keyif verirdi reha! çünkü bakıp bakıp da şu gezegenin ve memleketin ahvaline, kimi zaman sen de dellenmez miydin? de ki yine del-lendin. karanlığa koydun postanı. bıyıkların pos pos cesurdu. de ki yine dellendin. "hayda yiğidim hayda..ölümle randevum var ya" dedin ve işte bildin ve işte sen de gittin.
ama reha, içime doğdu, sen belki de firar ettin! göktaşısındır şimdi; ve kim bilir bizimle dalga bile geçmektesindir. yörüngesiz dengesiz firarlardasındır kozmik sonsuzluklara. ve mutlaka şöyle demektesindir: "sakın ha firarımı ihbar etmeyin! beni gördüğünüzde bir dilek tutun, rüşvetim olsun, yerine getireyim. samanyolu döğenini süreyim yıldız harmanlarının. burcunuzu söyleyin gidip kaderinize el koyayım nasıl arzularsanız. firari kalmak istiyorum saatler susmuşken." vallahi böyle deyip üstüne bir de tebessüm etmektesindir.
sana hasetliğimi söylemiştim: çünkü hem delifişek hem derviş, azıcık filozof ve epey devrimci bir divane olabilmiştin. insanı gerginlikten kurtarıp bir rehavet verici makam kalabilme yeteneğini kimseden esirgememiştin. ama hani kavlimiz vardı. biraz daha yaşlanınca, bir punduna getirip karadeniz kıyısında bir yerde yan yana iki ev yapacaktık ve birbirimize misafirliğe gidecektik; sözümüz söz mü firari dervişim?
yalanlarımızla bin yaşıyoruz be reha; bizi doğrularımız öldürüyor.
işte hayat işte ölüm
ayakta hayat bitkin mi bitkin
ölüm yerde sere serpe rahat mı rahat
neredeysen, orada da rehavet makamı ol, rahat uyu kardeşim...
gün ola... ölüm öle...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?