confessions
  1. toplam entry 3003
  2. takipçi 1
  3. puan 77953

gazi mahallesi

ya basta viva zapatista
yoğunluk olarak alevi kesimin yaşadığı, devletin geçtiğimiz yıllarda terör estirerek halkın üzerine silahlarla saldırdığı ve davalarının bugün bile devam ettiği, sosyalist solun ağırlıklı olduğu mahalledir.illegal gruplar da bu mahallede bulunmakla beraber, devletin halka karşı giriştiği zalimce tavır nedeniyle bu örgütlerin önünü alamadığı destek bulamadığı alandır aynı zamanda.alevilere yönelik baskıyı paramiliter ve resmi güçlerle sağlayan devlet aygıtı bakalım bu davranışa ne zamana kadar devam edecektir.

behiç asci

ya basta viva zapatista
geçtiğimiz haftalarda sanatçı ve aydınların da yoğun desteğini görmüş olan, eyleminin 121. gününü geride bırakmış hukukçudur.umarız ki onun gibi nice değerler inadına yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceklerdir; başına bir hastalık ya da ölüm gelmemesi dileğiyle.

hugo chavez

ya basta viva zapatista
israil’in işgal politikasına en sert yanıtı veren sosyalist-devrimci liderdir.http://www.milliyet.com.tr/2006/08/04/son/sondun01.asp linkindeki haberden görülebilecek haber aşağıdadır.

venezuela, israil’in lübnan’a karşı sürdürdüğü savaşı protesto amacıyla bu ülkedeki büyükelçisini geri çekti.
devlet başkanı hugo chavez, televizyonda yayınlanan konuşmasında, israil askeri saldırılarına karşılık olarak büyükelçiyi geri çağırdığını belirtti.
chavez, israil’in lübnan’da soykırım yaptığını ileri sürdü.

bulutsuzluk özlemi

ya basta viva zapatista
20’nci yılını kutlamış olan rock grubudur.aşağıda grubun yirminci yılı için 31.7.2006 tarihli birgün gazetesinde bülent forta’nın yazdığı köşe yazısı görülebilir.


yazının başlığı hemen bize ünlü bir rock grubunu anımsatıyor. adını yanılmıyorsam yine mümtaz soysalın bir makale başlığından alan grup, 20. yılını kutluyor. türkiye gibi bütün değerlerini unutmaya eğilimli, her şeyin hızla tüketilip bir kenara atıldığı bir ülkede 20 yıllık bir geçmiş hiç de azımsanmayacak bir başarı. bulutsuzluk özlemi bu başarısıyla şimdiden bir klasik olmayı hak etmiş görünüyor.

20 yıllık serüveninde bir dolu ilk var bulutsuzluk özlemi’nin; her şeyden önce türkçe rock yapılabilmesinin yolunu açtıklarını vurgulamak gerekiyor. bir diğer ilk ise politik söylemle müzikaliteyi birleştiriken her ikisinden de taviz vermeyen bir tutumu benimsemiş olmak.

solun müzikle ilişkisi, üzerinde pek tartışılmayan; genellikle müziğin bir "propaganda aracı" olarak görülmesiyle sınırlanan bir ilişki olageldi. halk müziği formlarının üzerine yazılan "devrimci" sözlerle kısıtlı; türkü formu dışında her tür müzikal üretimi yozluk, halktan uzaklaşma olarak gören bir zihniyet genel olarak sola egemen oldu. 6o’lı yılların ortalarından itibaren ’aşık’ geleneği solun temel tercihi haline gelirken, büyük oranda toplumsal koşulların da etkisiyle müzik, politikanın doğrudan uzantısı olarak algılandı.

70’lere gelindiğinde halk müziği geleneğiyle, batılı rock formlarını birleştiren ve "anadolu rock" olarak adlandırılan akım solun da temel müzikal tercihini oluşturuyordu. kuşkusuz bu dönem müzikal kalite açısından seçilen türün özelliklerine göre son derece önemli müzisyenlerin de var olduğu bir dönemdi.



bulutsuzluk özlemi 12 eylül sonrasında toplumsal etkisini yitiren; kültürel alanda kendine tutunacak mevziler arayan solun popüler müzik alanında önemli bir odak noktası olarak ortaya çıktı. halk müziği normlarına bağlı kalmadan da politik müzik yapılabileceğini, rock müziğinin de batı’da olduğu gibi muhalif bir müzik olabileceğini hemen herkese kanıtladı.

’şili’ye özgürlük’ derken enternasyonalist, ’dede-baba-oğul’ da bir kuvay-ı milliye hikâyesi anlatırken "ulusalcı" , ’acil demokrasi’ derken demokrat, ’aç başını güzelim’ derken laik, ’sözlerimi geri alamam’ derken dönekliğe karşı, ’yaşamaya mecbursun’la umutlu; özetle bütün bunlar nedeniyle de devrimci bir grup bulutsuzluk özlemi. sadece sanatsal yaratımıyla değil, politik tutumuyla da devrimci bir grup. türkiye’de 20 yıl boyunca hangi muhalif etkinlik varsa orada onlar mutlaka vardır. akkuyu’da nükleer santral protestosunda, bergama’da siyanürlü altına hayır mitinginde, hasankeyf’te, diyarbakır’da, ödp, tkp, sendika gecelerinde, f tipi cezaevi uygulamalarına karşı yapılan eylemlerde, 1 mayıs’larda...

türkiye’de bir müzik grubu olarak varlığını sürdürmenin, müzikal ve politik çizgisinden ödün vermemenin ne denli güç bir iş olduğunu bilen bilir. bir tek albüm başarısının yoldan çıkarttığı; ya da başarısız bir albüm sonrasında yola devam edecek cesaretin yitirildiği grup serüvenleriyle dolu türkiye. kuşkusuz zaman sonuçta her şeyi eskitiyor; bachmann’ın deyişiyle "her dönem yeni bir anlatımı talep eder", ama şu bir gerçek ki söyleyecek yeni şeyi olan her rock müzisyeni artık bulutsuzluk özlemi’ni aşmak zorunda.

hitler donecek israil bitecek

ya basta viva zapatista
sözlükte faşizmin dirilişinin sembolü olacak slogandır.bazı zihinler hala israil’e karşı savaş karşıtı politikalarla antisemitizmi karıştırmaktadır.işgale karşı olanların derdi israil halkı ya da dünyadaki yahudi nüfusu değildir; savaş ve işgal karşıtlığıdır.işgali kapitalizmin bir aracı ve dolayısıyla amacı olarak değil, yahudilerin müslümanları katletmesi olarak görüyorsanız zaten olanları göremiyorsunuz demektir, fiili körlük yaşamaktasınızdır.
hitler gibi bir şerefsizi sözlükte ’’haklıymış’’ nidalarıyla övmek soykırım suçuna da destek vermektir ve bu yeni tck’mızda da suçtur.biraz akıl, fikir ihsan eyleye de sizlerin eline silah ve gücü vermeye.

beyin yıkamak

ya basta viva zapatista
menfred buhr ve alfred kosing’in hazırlamış oldukları bilimsel felsefe sözlüğünde şu şekilde tariflenen edimdir.

’’emperyalist burjuvazinin, devletle bütünleşmiş tekelci kapitalist dönem koşullarında uyguladığı bir ideolojik baskı biçimi...
beyin yıkama, düşünceye, mantığa ve duygulara karşı olan ve emekçilerin toplumsal ilerlemeye yönelik her girişimini, planlı ve bilimsel yöntemlerle önlemeye çalışan psikolojik bir savaş olup, emekçileirn düşüncelerini devletle bütünleşmiş tekelci kapitalizmin egemenliğiyle bütünleştirmek, ideolojik alanda onları emperyalizin saldırgan politikası doğrultusunda sosyalizme karşı yöneltmektir.beyin yıkamanın ideolojik özünü anti-komünizm oluşturur; bu baskı biçiminin maddi dayanağı ise ,kitle haberleşme araçlarının -gazete, tv, radyo vb- gittikçe artan ölçüde tekelci sermayenin en saldırgan kesiminin elinde toplanmasıdır.özgür bir basın ve sınırsız düşünce özgürlüğü gibi laf kalabalıklarının arkasında, milyonlarca insanın düşünme ve yargılama yeteneği sistemli olarak körleştirilir; zihinsle yönden işe yaramaz hale getirilen ve devletle bütünleşmiş tekelci kapitalizmi eleştirme yeteneğinden tamamen uzaklaşmış,boyun eğmeye hazır köleler gibi yetiştirilen insanlar ,ekonomik sömürüye ve politik baskıya hayır demedikleri gibi , her şeyi sabırla karşılayan , emperyalist sistemin uydurma ideallerini kendi idealleri gibi gören ve emperyalist politikaya alet edilmeye ses çıkarmayan insanlar olup çıkarlar.burada gerek beyin yıkama faaliyeti ,gerekse bu faaliyetin koşullandığı davranış biçimi, beyni yıkanmış insanlara , sanki kendilerinin özgürce benimsedikleri olaylar olarak görünür.(...)’’

utopik sosyalizm

ya basta viva zapatista
hümanizm anlayışı ile ortaya çıkmış, fakat sosyalizmi yer yüzüne getirebilecek pratik ve bilimsellikten uzak olan sosyalizm anlayışı olarak tariflenebilir.

manfred buhr ve alfred kosing’in bilimsel felsefe sözlüğüne göre ise ütopik sosyalizm (ve komünizm) aşağıdaki gibidir.

sosyalizm ve komünizme heves etmiş ve bu uğurda çaba harcamış olan, fakat gelişim yasalarına bilimsel bir yaklaşım sağlayacak temellerden yoksun bulunan teori ve hareketlerin tanımı.bu teori ve hareketler, genellikle, kapitalist üretim tarzına özgü bazı unsurların filizlenmesiyle ortaya çıkmış olup, biçimlenen kapitalizmsınıfsal karşıtlıklarını ve çelişkilerini yansıtıyor ve özellikle de, pleb tabakalarının ve henüz olgunlaşmamış bulunan proleteryanın özlemlerini dile getiriyordu.
tarih açısından bakıldığında, ütopik sosyalistler ilerici bir rol oynamıştır:bilimsel sosyalizm ve komünizm için yalnızca dolaysız bir öncü olmakla kalmayıp, aynı zamanda önemli bir teorik kaynak olmuştur.
bunlar yeni toplumu devrimci bir rolle kuracak olan atrihsel gücün işçi sınıfı olduğunu görememişler; tersine ,tüm insanların ve özellikle de egemen ve mülk sahibi sınıfların ikna ve örnekleme yoluyla sosyalist davaya kazanılabileceğini sanmışlardır.
ütopik sosyalizm, kapitalist toplumu eleştirmiş, onu mahkum etmiş, lanetlemiş ve onun kökünün kazınmasını ve yerine daha iyi bir toplum kurulmasını düşlerken , zenginleri, sömürünün ahlaksızlığına ikna etmeye çabalamıştır.
100 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol