benduruyorumsebagitti

sivilleşmenin önemli adımlarından biridir. (uni)forma zorunluluğunun tamamen kalkmasıyla sonuçlanmalıdır.
kafalardaki (uni)formaların kalkması ise en zoru.
ikinci mahmut memurlara fes-pantolon-kravat giyme zorunluluğu getirdiğinde onu gavur padişah ilan eden zihniyet, daha sonra şapka devrimine karşı çıktı. fes’in islami bir başlık olduğu gerekçesiyle...
eğitim sen eski başkanı, bu girişimin çağdaşlık, batılılaşma ve cumhuriyet’e karşı olduğunu açıklıyor. kravat, cumhuriyet’le birlikte gelmiş.miş. eğitim sen’e başkan olmak için eğitimci olma ya da en azından belli bir eğitim seviyesinde olma şartı aranmıyor anlaşılan. tarih bilmiyor bu arkadaş ya da ilkokul 3’ten terk. ya da...
okulları kışla zihniyetiyle idare eden bazı yönetici ve öğretmenlerin bu şekilci kafası değişmedikçe, hiçbir şey değişmez.
amaç öğrencinin kafasını ezber bilgilerle doldurup yollamaksa eyvallah okullarımız bunu çok iyi başarıyor. daha doğrusu başardığını sanıyor.
etliye sütlüye karışmayan, düşünmeyen, eleştirmeyen, ufuk’u güneşin doğup battığı yer olarak bilen nesiller yetiştirmekte pek becerikliyiz.
öğrencinin saçlarına elini daldırıp, makasla ortadan bir şerit çeken zihniyetin kafanın içiyle bir sorunu olur mu sizce?

bir avea reklamı, bir reklamcı dehası.

bektaşi yolda birini görmüş.
"unutma baba erenler, yarın ramazan." demiş adam.
bektaşi, cebinden çıkardığı bir kâğıda "yarın ramazan" yazıp devam etmiş. her gün cebindeki kâğıdı çıkarıp okumuş:"yarın ramazan"
sonra o adamı yine görmüş.
"bayramın mübarek olsun, baba erenler" demiş adam.
"hey mübarek ramazan, nasıl da gelip geçtin, hiç farketmedik." demiş bizimki.

(bkz: on iki hayvanlı türk takvimi)
(bkz: on iki hayvanlı çin takvimi)

(bkz: aramaya inanmak)

sıçan, sığır, pars, tavşan, timsah, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuz hayvanlarından her birinin bir yılı temsil ettiği takvim.

elazığ merkeze bağlı bir mahalle. harput’un eteklerinin hemen altında yer alır.

trafiği 24 saat akan caddedir, sadece araç trafiği değil.

taraftar sayısı en fazla olan kulüp olmasına rağmen, pek sevenine rastlanmayan kulüptür. bu özelliğinden dolayı akp’ye benzettiğim kulüptür. ilginçtir, irdelenmelidir, araştırılmalıdır.
her iki kişiden birinin oy verdiği akp’ye herkes küfür eder. ulan hanginiz oy verdi?
%37.1 taraftar oranıyla lider olan takıma, öyle methiyeler düzülür ki... "nerede bu kadar taraftar peki?" diye düşündürür.

milliyetçiyim diyemeyenler için uydurulmuş bir terimdir ulusalcılık.
içinden bazı şeyler boşaltılmış milliyetçiliktir ulusalcılık.
"faşistim", demenin bir başka yoludur ulusalcılık.
türkçe özürlü bir kelimedir ulusalcılık.

(bkz: istanbul bilgi üniversitesi)

star haber’i uçuran adam. yukarılara...

yılmaz özdil desteğindeki uğur dündar’ın sunumuyla haberde ilk üçe girmeyi başaran tv kanalı. kanal cem uzan’dayken yine gelmişti uğur dündar, ama o zaman aynı başarıyı yakalayamamıştı. demekki işin sırrı mutfakta.

ergenekon operasyonu kapsamında dinlenen ilhan selçuk-ibrahim yıldız görüşmesinde hakkında konuşulanları ve murathan mungan’la yaptığı yolculuğu diline dolayanlara kızmış. hıncal abisiyle özdeşim kurmuş falan. bir ara "... alparslan (türkeş) amcasının kucağında oturan..." diye ağır ayar verdiği abisiyle.

"...ama bu basındaki zavallılar herkesi de kendileri gibi bilmiyor mu? sen “işi” tartışıyorsun, o “kişiliğe” vuruyor."
...
"...adama “beceremiyorsun” diyorsun, “yanlış” diyorsun, teşekkür edip eleştiriden ders alacağına küfrediyor, ilkokul çocuğu gibi “ama sen de...” diye başlıyor."
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=128657,10,6

uzun sayılabilecek bir süredir, sabah gazetesi’nde "ayrık otuyum ben" diye bas bas bağırmakta, sanırım kovulmayı beklemekte olan gazetecidir.
ne kadar alakasız ve sert yazarsa yazsın ya muhatap alınmıyor ya da konu şöyle bir geçiştiriliyor.
ergun babahan’la biribirilerini sevmedikleri çok açık, fatih altaylı’nın genel yayın yönetmenliği döneminde de atışmışlardı ve hıncal:"adı bir daha köşemde mecbur kalınmadıkça anılmayacak" demişti. bugünlerde sık sık ergun’un adı geçiyor köşesinde.
dünkü yazısında da yine kendi gazetesine yükleniyordu, bugün ergun babahan’dan yanıtı aldı.
aydın doğan transfer edeceksen et şu adamı, etmeyeceksen de açık açık söyle ki, kendini daha fazla rezil etmesin.

sakallarınızın çok uzadığını, tıraş olup kendinize bir çeki düzen vermeniz gerektiğini nasıl anlarsınız?..
- bir ödeme yapmak için bankaya gittiğinizde bütün personel ellerini kaldırıp "ateş etme" diye ayağa fırlıyorsa..
- bakkala gittiniz, bakkal sizi görür görmez en ucuz şişe şarabı eski bir gazeteye sarıp bankonun üzerine bırakıyorsa..
- parka gidip dinlenmek için bir banka oturur oturmaz yanınıza bir polis gelip "burda uyuyamazsın..!" diye sizi azarlıyorsa..

*hıncal uluç’un bugünkü köşesinden...

bakan gönül: aselsan’daki ölümler intihar

milli savunma bakanı vecdi gönül, mhp izmir milletvekili erdal sipahi’nin soru önergesine verdiği yanıtta, aselsan’daki şüpheli ölümlerin intihar olduğunu söyledi. bakan gönül "adli makamlarca yapılan geniş kapsamlı çalışmalar neticesinde bu olaylar arasında bir ilişkinin olmadığı, ölen şahısların tümünün psikolojik tedavi gördükleri, ölüm nedenlerinin intihar olduğu belirlenmiştir. intiharlara, ölen şahısların psikolojik durumlarının yol açtığı değerlendirilmektedir" dedi.

milli savunma bakanı vecdi gönül, mhp izmir milletvekili erdal sipahi’nin aselsan, tai’deki şüpheli ölümler ile havelsan proje mühendisinin kaybolmasıyla ilgili soru önergesini yanıtladı. aselsan’da gerçekleşen ölüm olayları hakkında, adli makamlar tarafından gerekli tüm soruşturmaların yapıldığını ifade eden bakan gönül, şunları söyledi:

"bunlara ek olarak şirket yönetimi de konuyla ilgili gereken çalışmaları yapmıştır. adli makamlarca yapılan geniş kapsamlı çalışmalar neticesinde bu olaylar arasında bir ilişkinin olmadığı, ölen şahısların tümünün psikolojik tedavi gördükleri, ölüm nedenlerinin intihar olduğu belirlenmiştir. intiharlara ölen şahısların psikolojik durumlarının yol açtığı değerlendirilmektedir."

"tai’deki ölümler kalp krizi ve iş kazalarindan"

bakan gönül,tusas (tai) inşaatlarında taşeron firma personeli olarak çalışan ve tusas personeli olmayan arif ayık’ın 31 ocak 2008 tarihinde, yine aynı statüdeki ismail özgür atalık’ın 10 mart 2008’de meydana gelen iş kazalarında, güvenlik görevlisi olarak çalışan ethem oktay’ın 8 mart 2008 tarihinde mesai başlangıcında geçirdiği kalp krizi, tusas’ta test pilotu olarak yıllarca çalışan ve 31 ağustos 2008 tarihinde emekli olan şener koltuk’un 12 haziran 2008 tarihinde evinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat ettiklerinin tespit edildiğini bildirdi.

gönül, havelsan çalışanı aycan okan’ın ise basında yer alan haberlerde kaybolduğunun iddia edilmesine rağmen, şahsi nedenlerden dolayı mazeretsiz olarak dört gün işe gitmediğinin belirlendiğini söyledi. gönül, "şahıs bu süre sonunda işe dönmüş, özel hayatıyla ilgili bir durumun spekülasyonlarla basına aktarılmasından ve bu durumun havelsan ile ilişkilendirilmesinden dolayı basına tekzip göndermiştir. her olay, ilgili şirket tarafından derinlemesine araştırılmıştır. söz konusu olaylar, yasalar gereği kolluk güçlerine ve savcılıklara da sirayet ettirilmiştir" dedi.

(bkz: yersen)

bu resme özenenler de çıktı. "vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez". ağaçlandırma yapmış masum köylü sanki, yakalanmış da:" yok kumandanım, toprak kaymasın diye..."
...

http://image.haber7.com/haber/52213.jpg

bir zamanlar: "ne gazeteciliği kardeşim, biz burada dükkan açtık, para kazanıyoruz..."
demiş kişidir.

akp’yi beğenmeyenlerin/eleştirenlerin: "onlar adına konuşuyoruz/onlar için çalışıyoruz" dedikleri; içinde yer aldığım, halkımızın bir bölümüdür.
şunu da söylemek gerekir: "bu yüzde 53’ün içinde mhp de var, dtp de var, saadet partisi de var, ldp de var! kendileri ve seçmenleri bazı gözlerde makbul olmayanlar, ötekiler!..
şu veya bu sebepten oy kullanmayanlar var...
bu çorbanın içindeki her malzemenin: "ben çorbayım", demesi bir nebze anlaşılabilir ama çorbanın "ne çorbası?" olduğu pek net olmayabilir, malzemelere bakınca.
buradan muhalefet çıkmaz birader. işsizlik’i konuş, her yıl öss’ye giren 1.5 milyon genci konuş, kpss’ye giren yüzbinleri... "ben gelirsem şöyle şöyle yapacağım de", canımı ye be!
bize birşey söyle. her kimsen, ne zaman geleceksen...