hemen tüm ak parti mensupları gibi gittikçe sevimsizleşen kişi.
bugün tvlerde izlenen o olay #823911 da tuz-biber olmuştur herşeyin üzerine.
bugün, hakkında daha önce girilmiş, birçoğunun aşırı, maksadını aşan ve fazlasıyla önyargıyla dolu entrylere karşı kendisini savunmayacağım. mensubu, sempatizanı, tabanı olmadığım, oy da vermediğim ve benim hakkımı savunmayanlara karşı yaptıklarım fazla bile...
şunun şurasında seçime ne kaldı. yerel ama birşeyler olur, genel seçimler de gelir önünüze. bir de big brother(lar) düğmeye bastırdıysa... sizin de röportajlarınızı okuruz artık...
alanında uzman, mertliğini ve tabii ki duruşunu, hem de en zor zamanlarda, kanıtlamış hocaları bünyesinde barındıran türkiyenin en iyi üniversitelerinden biri.
- öğrencisinin kılık kıyafetiyle ilgilenip faşistlik yapmaz.
- öğrencisinin cinsel tercihiyle ve bu cinsel kimliğini medeni bir şekilde ifade etme arzusuna engel olmaz. bu yüzden bünyesinde gay-lezbiyen öğrenci kulübü olan tek üniversitedir.
- medeni bir ülkede; başbakanlık binasının bugünkü durumu da, inönü stadı gibi, süzer plaza gibi ucubelerde olmaz. yine medeni bir ülkede ticaret ve sanayi, nüfusun büyük çoğunluğu bir bölgeye toplanmaz. on yılların sorunlarını çözecek olan merkezi yönetim bunu yapmıyor diye, üniversite kendince çözmüler bulmuş. "biz kent üniversiteyiz" diye yola çıkmıştır, "kampus alanı bulduk da yapmadık mı?"... "bak bulduk ve yaptık: santralistanbul"
-bilgi üniversitesinin sahibi: bilgi vakfı ve başkanlığını oğuz özerdenin yaptığı mütevelli heyetidir.
kurucuları: oğuz özerden, latif mutlu, prof.dr. asaf savaş akat, bülent akarcalı, prof.dr. uğur alacakaptan, prof.dr. toktamış ateş, orhun çavdar, prof.dr. lale duruiz, yiğit ekmekçi, orhan gemicioğlu, halit kakınç, prof.dr. gülten kazgan, prof.dr. serdar mutlu, zafer mutlu.
*kimsenin kılık kıyafetine, yaşam tarzına, inancına, düşüncesine karışılmayan bir ortam, olsa olsa dış kaynaklıdır. bizim kültürümüzde böyle şeyler yoktur?
mu?
- öğrencisinin kılık kıyafetiyle ilgilenip faşistlik yapmaz.
- öğrencisinin cinsel tercihiyle ve bu cinsel kimliğini medeni bir şekilde ifade etme arzusuna engel olmaz. bu yüzden bünyesinde gay-lezbiyen öğrenci kulübü olan tek üniversitedir.
- medeni bir ülkede; başbakanlık binasının bugünkü durumu da, inönü stadı gibi, süzer plaza gibi ucubelerde olmaz. yine medeni bir ülkede ticaret ve sanayi, nüfusun büyük çoğunluğu bir bölgeye toplanmaz. on yılların sorunlarını çözecek olan merkezi yönetim bunu yapmıyor diye, üniversite kendince çözmüler bulmuş. "biz kent üniversiteyiz" diye yola çıkmıştır, "kampus alanı bulduk da yapmadık mı?"... "bak bulduk ve yaptık: santralistanbul"
-bilgi üniversitesinin sahibi: bilgi vakfı ve başkanlığını oğuz özerdenin yaptığı mütevelli heyetidir.
kurucuları: oğuz özerden, latif mutlu, prof.dr. asaf savaş akat, bülent akarcalı, prof.dr. uğur alacakaptan, prof.dr. toktamış ateş, orhun çavdar, prof.dr. lale duruiz, yiğit ekmekçi, orhan gemicioğlu, halit kakınç, prof.dr. gülten kazgan, prof.dr. serdar mutlu, zafer mutlu.
*kimsenin kılık kıyafetine, yaşam tarzına, inancına, düşüncesine karışılmayan bir ortam, olsa olsa dış kaynaklıdır. bizim kültürümüzde böyle şeyler yoktur?
mu?
yurtdışına çıkış yasağı konularak, sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi.
doğan holding yönetim kurulu başkanı aydın doğanın avukatı şehnaz yüzer tarafından yapılan açıklama:
"...
“dışbankın satın alınmasından bir ay sonra satıldığı” iddiasının da “gülünç ve tamamen uydurma olduğunu” ifade eden yüzer, bankanın satın alındıktan tam 11 yıl sonra satıldığını belirtti.
yüzer, “iş bankasının baskı altında kalarak hareket ettiği” iddiasının da türkiyenin en köklü ve güzide bu kurumuna haksızlık ve saygısızlık olacağını ifade ederek, açıklamasında şu bilgilere yer verdi:
“1994 yılında neredeyse batık durumdaki dışbankın yüzde 65 hissesi 95 milyon dolara satın alınmıştır. bu alım için iş bankasından tek kuruş kredi alınmamıştır. banka 2005 yılında toplam 1 milyar 182 milyon dolar bedel üzerinden satılmış, doğan holding bu satıştan yüzde 65 hisse karşılığı 770 milyon dolar almıştır. gerek alımda, gerek satış sırasında fiyatı belirleyen temel unsur konjonktürdür. aynı dönemde satılan diğer bankalar daha fazla fiyattan alıcı bulmuştur.”
"...
“dışbankın satın alınmasından bir ay sonra satıldığı” iddiasının da “gülünç ve tamamen uydurma olduğunu” ifade eden yüzer, bankanın satın alındıktan tam 11 yıl sonra satıldığını belirtti.
yüzer, “iş bankasının baskı altında kalarak hareket ettiği” iddiasının da türkiyenin en köklü ve güzide bu kurumuna haksızlık ve saygısızlık olacağını ifade ederek, açıklamasında şu bilgilere yer verdi:
“1994 yılında neredeyse batık durumdaki dışbankın yüzde 65 hissesi 95 milyon dolara satın alınmıştır. bu alım için iş bankasından tek kuruş kredi alınmamıştır. banka 2005 yılında toplam 1 milyar 182 milyon dolar bedel üzerinden satılmış, doğan holding bu satıştan yüzde 65 hisse karşılığı 770 milyon dolar almıştır. gerek alımda, gerek satış sırasında fiyatı belirleyen temel unsur konjonktürdür. aynı dönemde satılan diğer bankalar daha fazla fiyattan alıcı bulmuştur.”
ergenekon soruşturmasının 7. dalgası kapsamında gözaltına alınan 4 teğmen ile 1 askeri öğrenci terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla tutuklanarak hasdal askeri cezaevine gönderildi.
bir politikacının iç sesi gibi duran sözdür. yanlış olduğunu düşündüğüm bir sözdür. pekala rezil hatta rezil rüsva da olursunuz ama o kadar rezilleşmişsinizdir ki bunun farkında bile değilsinizdir.
artı: rezilliği; sadece mevcut iktidarda, konjoktürün şamar oğlanında, siyasi yelpazenin bir tarafında-sadece bir ideolojide ve onun bağlılarında bir yaşam tarzında aramak da eksik bir bakış açısıdır. madalyonu koy ortaya, 360 derece bir tur attır. vuracaksan bütün rezillere vur. "benim rezilim-senin rezilin" diye bir şey yok! rezil, rezildir; rezillik de rezillik!
artı: rezilliği; sadece mevcut iktidarda, konjoktürün şamar oğlanında, siyasi yelpazenin bir tarafında-sadece bir ideolojide ve onun bağlılarında bir yaşam tarzında aramak da eksik bir bakış açısıdır. madalyonu koy ortaya, 360 derece bir tur attır. vuracaksan bütün rezillere vur. "benim rezilim-senin rezilin" diye bir şey yok! rezil, rezildir; rezillik de rezillik!
akşam gazetesi’nin ex yazarı.
ergenekon operasyonu çerçevesinde gözaltına alınınca sahip çıkar gibi olmuştu gazetesi. sonra ne olduysa ilişiği kesildi.
"erken uyarı radarınız" ve "kezban" gibi ilginç tanımlamalar kullanırdı kendisi için. bir yığın dedikodu-istihbarat-bilgi-tahmini üstüste yığıp: "sizce ne oluyor", "ne anlama geliyor?" falan diye bitirirdi yazılarını.
bir de türkçeyi çok güzel kullanırdı; yazım hadi neyse de, o uzun cümlelerin arasına nereden gireceklerini şaşırırlardı noktalama işaretleri.
ergenekon operasyonu çerçevesinde gözaltına alınınca sahip çıkar gibi olmuştu gazetesi. sonra ne olduysa ilişiği kesildi.
"erken uyarı radarınız" ve "kezban" gibi ilginç tanımlamalar kullanırdı kendisi için. bir yığın dedikodu-istihbarat-bilgi-tahmini üstüste yığıp: "sizce ne oluyor", "ne anlama geliyor?" falan diye bitirirdi yazılarını.
bir de türkçeyi çok güzel kullanırdı; yazım hadi neyse de, o uzun cümlelerin arasına nereden gireceklerini şaşırırlardı noktalama işaretleri.
(bkz: güler kömürcü)
recep tayyip erdoğan okuduğu şiir nedeniyle ceza alıp belediye başkanlığından da alınınca, yerine belediye meclisince seçilen ali müfit gürtuna döneminde metro vagonlarına verilen isim: raylı tramvay ekipmanları.
bir bataklıkta yürümek, bu kitabı okumaktan daha kolay olmalı.
eğitimleri süresince yeme-içme, barınma, giyinme gibi ihtiyaçları da karşılanacaksa alkışlanası bir girişimdir. öbür türlü, bale kursundan çıkan çocuk hayatın acımasız gerçeklerini görünce bırak baleyi, kursu... hayattan da soğuyacaktır.
ağabeyi bilge kağanın, ölümünün ardından hakkında çok duygusal cümleleri adına dikilen anıta kazıttığı kardeşi.
"inim kül tigin kergek boldı
özüm sakındım
iki şad ulayu yigünüm..."
diye devam ediyordu.
"küçük kardeşim kül tigin vefat etti. yas tuttum. halkım kötü olacak deyip yas tuttum." şeklinde devam eden kafiyeli ve çok dokunaklı bir metindir.
"inim kül tigin kergek boldı
özüm sakındım
iki şad ulayu yigünüm..."
diye devam ediyordu.
"küçük kardeşim kül tigin vefat etti. yas tuttum. halkım kötü olacak deyip yas tuttum." şeklinde devam eden kafiyeli ve çok dokunaklı bir metindir.
entrylerle muhabbet edilir, klavyeyle kanka olunur... kafayı yemenin ya da ermenin birkaç adım gerisi olabilir.
bir çeşit arife günüdür.
harf devriminin ilk yıllarında, nasıl yazılacağına karar verilemediğinden, o günlerin gazetelerinde hatta resmi evraklarda da sıkça rastlanır. holivut, halivut, vaşinkton gibi...
mektepli ve alaylı olmak üzere iki türü vardır. biri yaptığı iş için para alırken diğeri tamamen kişisel nedenlerle yapar işini.
doğum tarihinin değiştirilmesi suretiyle kolayca gerçekleşecek eylemdir. ancak bazı kurumlar "düzeltmeden önceki tarihi" esas alıyor. burçlar, bir üst kurula bağlı falan değilse...
etsizi daha sağlıklı ve tazesi parazit içerme bakımından daha risksiz olmakla birlikte; yoğuran kişinin derisindeki ölü hücrelerin de yoğurma esnasında yiyeceğe karıştığı düşünülürse iğrençtir! yine de yeriz ya, bu da ilginçtir...
genelde zengin ve ünlü kişilerde rastlanan durum. aynada görülmez.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?